Kasımın ortası gibidir ben olmak.
Ne güneşlidir göğün,
Ne de sarmıştır yeri
Karın getirdiği huzur.
Deli gibi eser rüzgarlar,
Dumanlı şehrin üzerinden;
Gıcırdayarak ilerler,
Hurdadan hallice bir kamyon.
Saçların düşer derinden,
Ağaçlarda yaprak kalmamıştır.
Gridir gökyüzün, gözlerin gri;
Sen grisin...
Teşbihlerin yetersiz,
Bayağıdır sözcüklerin.
Suçun ne ki?
Denizi dinleyerek büyümedin,
Bir liman kentinde;
Gezmedin on iki ülke,
Sokakları fethetmedin.
Peki neydi senin derdin?
Bu hırs, bu tutku, bu arzu niye?
Sonunda söneceksin elbet,
O halde, zorla yanan bu ateş niye?
Ben olmak;
Gül bahçelerinden geçen
Yepyeni, yeşil ve beyaz
Fiyakalı bir cenaze aracı,
Kiraz ağacının dalına konan
Huysuz bir karga olmaktır.
Karnın toktur, gönlün değil.
Sığmaz bu acınası yere bedenin,
Bacakların durmadan koşmak ister;
Fakat mecalin kalmamıştır.
Kayıt Tarihi : 26.3.2021 22:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!