Aynalı ayrılıklar yaşamıştım,
Zikzaklı hasretler, yokuş ardı peş peşe,
Kopya çekmeyi öğrenemedi gönül
“kapıya teslim mutluluk” hallerinden,
Özlemleri yağmaladı yarasa hüzünleri
Fenomen sevgilerin gözyaşlarında…
Hangi bestede sol-fa-sol oldu bu aşkın,
Hangi can kırığında tamamladı forsalığını,
Kaç çan sesi yankılandı da
Uyanmadı Hibernasyon’dan…
Logaritmasını kimler çözdü
Hiçlik noktasının…
Rençper ömrü sonbaharındayken
Bulutların ardına sinen ben,
Uykusuz kaç tren geçti gözlerinden?
Kımız kadehi gönlümde
Hangi yıldırımlardı sönen?
Yontulamamış taş devrinden kalma
Canavarlar dadandı kollarıma.
Yoğrulurken avuçlarımda iki damla ter,
Yıkıldı kazdığım tüm siperler…
Bozguna beş vardı
Mutluluğa yedi buçuk,
Çoban salatama yeşilbiber!
Kızgın kumlara yazıldı
Buzdan öyküler…
Deve sırtı kamburundaki okyanusta
Fırtınalara yenik düşerken gemiler,
Çekirgelere gazoz ısmarladı
Karınca komiler…
Yazan: Murat Nail Güney adlı kişinin ruhsuz hali ;)))
12.07.2009 da oluşturulduğu söyleniyor bir rivayete göre :)))
Murat Nail GüneyKayıt Tarihi : 13.7.2009 12:31:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ataköy sahilinde, en şaşkın halimle, elbiselerimle denize girip sırılsıklam karaya çıktıktan sonra, tüm yüreğim, benliğim en sevdiğim Gül’üme ışınlanma modundayken, doğmuştur…
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!