Gazetelerde tv'lerde fotoğraflarım var
bakıp bakıp ağlıyorsun anne
adımı duyan resmimi gören herkes ağlıyor
ne oldu anne birşey anlamadım
kardeşime elimi uzattım
kurşun sıktı kalbime bomba attı üstüme
kin ve nefret doluydu yüzü gözleri
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Ne denebilir ki... Ne dense eksik kalır bu şiirden sonra. Sadece kutlamak düşer bize bu güzel yüreği.
harika bir şiir, kaleminiz daim olsun
tebriklerimle
Nilgün Hanım,
İlgi çekici başlığı, çarpıcı ve güncel konusu, yürek dağlayan olayı ile çok güzel bir şiir yazmışsın. Seni kutluyor, şiir yüreğinin açık olmasını diliyorum.
İçim acıdı şiirini okurken Nilgüncüğüm...Final e gelince umarım gerçekleşir bu güzel duygular diye geçiverdi içimden...Çok güzeldi..Tam gündeme uygun gerçekçi bir o kadar duygusal...
Yüreğine sağlık canım...Sevgimle..
Bakıp bakıp ağlayan o anne.
Ne oldu anne diye soruyor. Bir şey anlamadım diyor. Elimi uzattım, kurşun yedim. Bir lokmaya, bardaktaki suyu paylaşmışlardı.
Oysa şöyle günler ne güzel geçmişti:
aynı havayı soluduk sokulurdu göğsüme
yüzyıllar bilye topaç gibi oyuncağımızdı
gökkuşığının görkemli renkleriydik
köklerimiz birbirine dolanmıştı
çiçek çiçek açmıştık kokularımız karışmıştı
sevgi meltemleriyle uçurtma olurduk
adımız Sevda Barış Umut'tu
Ve yine soruyor şair:
'anne dünya kocamandı niye sığmadık'
Şu içli çok içli, düşsel ve ruhsal nitelikleri yeniden okuyalım:
ben öldüm mü anne bedenim yok
ruhum öyle hafif ki uçuyorum gökyüzünde
yükselen ağıtları dinliyor gözyaşlarını seyrediyorum
çok yufkaydı yüreğim bilirsin
hemen nemlenirdi gözlerim
yine dayanamıyorum anne
Şair bazı geceler melek oluyor gezintiye çıkıyor. Anlamı budur. Bunu kendileri hayal meyal zor hatırlar. Oysa biz görüyoruz.
Sonra da bir başka erişimle bir başka boyut başlıyor.
yağmur yağmur çiseliyorum
bedenimin gömüldüğü yerde
ıtır kokulu bir ot bir fidan olurum
büyürüm büyürüm ağaçlarca
saçarım tohumlarımı çoğalırım çoğalırım
Bu dizeler çarpıp geçiyor.
Elini uzattığından gördüğü ihaneti unutuyor ve diyor ki, kardeşimin ellerinden tutacağım, sımsıkı sarılacak ışık saçacak gözleri, dost olacağız, şeker ikram edilecek, yürekler maviye kesecek.
Her şeye rağmen, iyilik, sevgi, anlayış, hoşgörü.
Şairde. Yüce ruh.
Değerli Kalem Sayın Nilgün ACAR Hanımefendi,
Kaleminizden sevdaya, umuda, barışa hasret ve bu güzel kavramları izah etmeye namzet güzel hasletlerle dolu bir şiir okudum kaleminizden ve anlatım biçiminizi çok beğendim. Şiiriniz nezdinde şahsınızı ve duyarlı yüreğinizi gönülden kutlarım. Ayrıca yaklaşık onbeş gündür süren rahatsızlığınız içinde Allah'tan şifa vermesini dilerim. Çok geçmiş olsun. Sayfanızdan ayrılırken bıraktığım tam puanımı duyarlı yüreğinizden süzülen dizelerinize bir hediye olarak kabul buyurunuz. Saygı, sevgi ve dua ile baki selam.
Sevgili Nilgün'üm Dün Cumhuriyet Balosunda okumama izin vermiştin bu şiiri şimdi sitede yorum yazıyorum Hissettiğim duyguları ne dün ne de bugün dile getiremiyorum. Yüreğine sağlık sevgili Arkadaşım İyi ki varsın ve iyi ki bu güzel şiirleri bizlerle paylaşıyorsun... Seni seviyorum canım
Yüzünden gülümse kalbinden o eşsiz sevginin eksilmemesi dileklerimle...
tebrikler...
emperyalist güçlerin hegemonya savaşından nasibini alan ülkeler sınıfından çıktığımızda yine o güzel günler gelecektir.
kaleminiz daim olsun tebrikler.
içtenlikle kaleme alınmış yüreğin dert görmesin kutlarım sayı ve sevgilerimle
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta