Ben Öğretmenken: 01 Şıllık

Fevzi Günenç
551

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Ben Öğretmenken: 01 Şıllık

BEN ÖĞRETMENKEN: 01
Şıllık
FEVZİ GÜNENÇ

1960'lı yılların sonlarına doğru öğretmenlik yapmıştım Gebe köyünde. Çevre köylerden okulu olan tek köydü Gebe. İnceyol'dan, Mülk'ten, Tüzel'den gelen öğrencilerim vardı.

SEVİNDİ’NİN ÇOCUKLARI

Sevindi köyüne yakın olan Gebe'de öğretmendim. Sevind’ili çocuklar sabah erkenden yola düşerlerdi okula gelmek için. Korkarım en az 10 km olan yolu güle oynaya alırlardı. Kar kış demezlerdi.

1960'lı yılların sonuna doğruydu. O yıllarda okul yoktu Sevindi'de. Yürüyerek Gebe'ye okula gelen o çocuklara özel bir sevgi duyardım. Keşke birileri çıksa da, 'o öğrencilerden biri bendim' dese. Gözlerinden öpmek isterdim onların.

TÜZEL DERESİ

Mülk'ün, Gebe'nin yakınından, Tüzel'in içinden geçen bir dere vardı. Tüzel suyuydu adı. Umarım şimdilerde kurumamıştır. O yıllarda gür suyu vardı. Gaziantep'in Alleben deresine benzetirdim. Aradaki tek fark, Alleben'in iki kıyısı dev söğüt ağaçlarıyla kaplıydı. Tüzel'de ise bir tek fidan bile yoktu.

Su öyle kadar dururdu, köylüler Tüzel suyuna bakar dururdu. Kimsenin aklına gelmezdi bu sudan yararlanmak. Oya küçük bir motorla susuz tarlalarını sulu bostanlara dönüştürebilirlerdi. Verdiğim akla gülüp geçti köylüler.

'Bir bent olsun yapın şa suyun önüne,' dedim köyün muhtarına. 'Nasıl yapacağız? ' diye sordu. 'İmeceyle,' dedim. 'Ya, biz milletin uşağıyız. Biz yapalım, el alem yararlansın.' Yapmadılar.

OKULUMUN FİDANLARI

O zaman okulun bahçesini yeşillendirmeye karar verdim. Kente gidip ziraat’tan bir kamyon fidan aldım. Köye getirdim. Fidanları öğrencilerime üleştirdim.

Her öğrencinin bir kaç fidanı oldu. Çocuklarım özenle çukurlar kazdılar fidanlarına. Can suyu verdiler. Fidanın üzerine adları yazılı karton parçaları astılar. Yaz kış demeyecek herkes bakacaktı fidanına. Susuz bırakmayacaklardı onları.

Çok mutlu olmuştum. O gece keyifli bir uyku çektim. Sabah uyandığımda benden mutlusu yoktu. Öğrencilerimin fidanlarına bakmak için bahçeye çıktım.

Aaa! Ne görsem iyi?

Hiç bir şey...

Bütün fidanlar çekilip götürülmüştü.

Çok uğraştım ama bunu yapanı ya ya yapanları bulamadım. Muhtar da pek oralı olmadı. 'Kuruyup gideceklerdi nasıl olsa...' diye dalgasını geçti bir de.

'Demek ki bu köy yeşil olmayı hak etmiyor daha...' diyerek ağaç dikmekten vazgeçtim. Oysa ikinci hedefim Tüzel'in kıyılarını ağaçlandırmaktı.

TÜZEL TEPESİ

Tüzel'de tarihi bir yığma tepe var. Bir ilkbahar gününde o tepeye pikniğe götürdüm öğrencilerimi. Yeşil çimenler üstünde koşup durdu çocuklarım. Mis gibi temiz havayla doldurdular ciğerlerini. Bense bir yamaca oturmuş, keyifle onları izliyordum.

Oturduğum yerde kırmızı bir taş parçası dikkatimi çekti. Bir çöple kurcaladım. Parmak büyüklüğünde bir küp parçası çıktı. 'Kim bilir daha neler vardır bu höyüğün içinde' diye düşündüm.

Ertesi gün köylülere gösterdim bulduğum küp kırığını. Köylülerim az gülmediler bunun için ardım sıra.

ŞILLIK

Yiğidi öldür, hakkını inkar etme. Az iyilikleri de olmadı Gebeliler’in bana. Her akşam sırayla bir evden geldi yemeğim. Menüden tatlıyı da eksik etmiyorlardı.

Bir akşam yemekle gelen tatlı dikkatimi çekti. Küçük bir tepsiye (Gaziantepliler 'amadan' derler ona) sacta tereyağlı hamurdan açılan yufkalar pişirtilip yayılmıştı. Bunun üzeri kıvamlı pekmez şerbetiyle tatlandırılmıştı.

Yemeye doyamadım. Kapları almaya gelen köylüye 'Yengenin eline sağlık,' dedim. 'Ben hayatımda böyle lezzetli bir tatlı yemedim. Adı ne bunun? '

'Şıllık...'

Adı tuhaf şıllığı çok sevmiştim.

Köylünün dilinin altında bakla eğleşmez. Hemen o gece şıllığı çok sevdiğimi bütün köylü öğrenecekti.

Sonraki günlerde herkes şıllık yapıp getirdi bana. Her gün yedim ben de onları. Hiç bıkmadım.

Keşke şimdi de olsa da yesek...

Fevzi Günenç
Kayıt Tarihi : 21.1.2010 11:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fevzi Günenç