Ben Mezopotamya'yım Şiiri - Mehmet Çoban ...

Ben Sümer'lere, Babil'lilere, Assur'lara yurtluk yapan
Gılgamış'a
İdris'e
Eyüp'e
Mezar olan
Seller, sular fermanı olan
Tufana giderken
Her türden yiyecek
Her canlıdan bir çift
Vererek
Nuh'a "gitme bende kal" diyenim
Ur
Uruk
Lagaş
Nemrut' ta
Tambur
Ud
Darbuka eşliğinde
Dünya'nın
Garb'ına
Dünya'nın
Şark'ına
Güneşi salan
Bereketin ortasında
Yoksul kalan
Sümerler'den
Med'lerden gelen benim
Şehirlerimi yakıp, yıkan
Cana, mala, ırza göz koyan
Moğollar'a boyun eğmeyen
Onlara, ders verenim
Ağrı Dağı sağ
Sübhan sol omzunda
Yerden fışkıran
Pınarların berrak sularıyla buluşup
Taşkın, taşkın akan
Harran'ı dolaşan
Dicle
Fırat nehrinde
Sevda bulutları üzerine çöken
Yaşama su taşıyan çağlayanım
Muş Ovasınına
Gülen gözlerle bakan
Dalgaları sahillerine vuran
Üzerine ay şafkı düşen, Van Gölü'yüm
Her karanlığı yıkan, Medeniyetin ilk beşiği Mezopotamya'yım

Ben bin dokuz yüz otuz sekiz'de
Kapıları karanlığa açılan
Elazığ’a
Sefaletin kol gezdiği
Toplama kampına
Sürüklenerek
götürülen
Akıbetleri hâlen bilinmeyen
Kayıp
Binlerce Dersim'li kızın
Çığlığıyım
Ben feryat-figan ağlayan
Toprağından kovulan
Kimi ırmaklarda boğulan
Kimi yollarda
Kimi Erivan'a varmadan ölen
Çok azı kurtulan
Ermeni'lerin tehciriyim
Med'lerden bu yana
Çok bedel veren
Yaşamıları kahramanlıklar dolu
Demirci Kava'nın torunları
Yiğit Kürt'lerin ayk sesiyim
Iğdır'da Azeri otağı
Ardahan'da
Kafkas halk oyunlarıyım
Elazığ'da Gakkoş halayı
Nusaybin'de
Ezidilerin kutsal bayramı olan
Çarşema Sor'um
Varto' da
Alevi cemi
Mardin'de
Süryani şarabı
Kars'da
Malagan papağıyım
Ben
Kurda-kuşa sığınak
Ben
Garip bülbülün ah-u zarı
Ben
Silvan'da
İhtişamlı sarayda
Eski püskü elbiseleriyle
Sokaklarda sepet satan
Zembîlfroş'e
Sevdalanan Xatûn'un
Platonik aşkıyım
Ben
Cizre'de
Dağkapı Mahallesi'nin
Suru'nda bulunan
Dertli, dertli çağlayan
Dicle nehrine
Tepeden aşağı bakan
Mem û Zin'in
Türbesiyim
Annesinden ayrılan çocuğun
Feryadı
Yemeyip yediren
Giymeyip giydiren
Dokuz ay bebeğini karnında gezdiren, anne kucağıyım
Ben yüreklere kök salan, medeniyetin beşiği Mezopotamya'yım

Kurşuni akşamlar da, zaman çarpılmış, zaman çıldırmış
Ben zemheride Roboski' de bedenleri Lime, lime otuz dört cana
Yas tutan
Gözlerden taşan gözyaşyım
Ben Temonun babası
Sürmeli Mehmet Paşa’nın
Şahê dengbêjan
Turnaya yoldaş
Evdale Zeynikê'nın kilamlarıyım
Ben Diyarbakır
Zindanında
Ser verip sır vermeyen
İbrahim Kayaypakkaya'nın direnişiyim
Ne işkence ne de zulüm
Özgürlük istiyorum
Masumun
Zalime karşı duruşuyum
Çünkü ben
Mezopotamya'yım
Ben Kürt Marksist yazarı
Şairi Cigerxwîn'im
Ben Ahmed-ê Xâne
Mehmet Uzun
Yaşar Kemal
Yılmaz Güney
Apê Musa
Heciyê Cindî'yim
Ben barış güvercini Orhan Doğan'ım
Siirt'im, Muş'um, Bitlis'im yani kısacası ben Mezopotamya'yım

Mehmet Çobanoglu
06.08.2022
İstanbul