Ruhu çalınmış bir ilah benliğim...
İbadete kapalı bir mabet...
Sunaklarım hep kurudu,ağzım dilim hep susuz...
Çok oldu kan akmayalı oluklarımdan...
Samarra'da bir tüccar aldı ruhumu.
Ay ışığı altında antik kederlerle dolaştım çöl rüzgarında.
Ve cariyeler arasında;
Kehaneti tutmamış kör bir kahin gördü kaderimi.
Hadım muhabbetler ettim bir haremağasıyla
Başı yok...
Sonu bir yere bağlanmayan...
Kimse bilmez bilirim ama;
Aslında vezirliğim de vardır kara sultana.
Elimden geçti vurulan onca başın kaderi;
Hallacın yüzülen derisi...
Bin yıllık yoldan geldim
Madımak'ı yakmaya.
Ve hatırlıyorum...
İlk ben gönüllü olmuştum
Jean D'arc 'ın ateşine odunları atmaya.
Bin yıllık yoldan geldim
Üstüm başım kir pas...
Bir yusufçuk ezdim gelirken yolda
Gördüğüm ilk denizi kuruttum.
Hüseyin'i kerbela'da da ben vurdum
Ankara'da da....
Bin yıllık yoldan gelmekteyim;
Varılamayası bir yoldan.
Adım insanoğlu...
Çöl rüzgarında antik zulümlerle dolaştım.
Kana susadı yüreğim...
Dilim damağım kupkuru...
Kayıt Tarihi : 4.6.2009 14:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!