Ben Kaburga Kemikleri Olmayandım

Mustafa Nihat Ağacıkoğlu
25

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ben Kaburga Kemikleri Olmayandım

Ben
Şiir ve adamken
Düştüm sessizliğin peşine
Kanaatkar değildi suyun ağladığı kadardı
Dağların omuzlarından sevinçlerim
Şuh mevsimleri bilirdi burçlarında

Her mürai kavgasında eledim sebeplerini
Aşk sıfırlı kocaman bir savaşken gövdemde
Ama yenildim bir çok mutlulukla
Her elin sesini işittim ayrı ayrı
Her ses işlendi göğümü hapseden kafeslere

Sırası geldiğinde ölmek diye ben buna derim
Toprağa düşerken tohum

Ben mişli geçmiş bir zaman çocuğuyken
Kaburga kemikleri olmayandım
Bir muhtardım ekmeği bilecek kadar
Sütünü içerdim kaderimin
Ölmek havsalamda yoktu o zamanlar
Yoktu kederlenip yokuşu tek bir nefesle üflemek
Kelimelere

Ben susmaca bir kandile yağ verdim gövdemden
Tüm maharetimle uyandığım da ölmüş olacaktım
Öl-müş

Diyet-imi bulduğum ilk ululukta bıraktım
Mızrak ucu da değildi bakışlarım
Eskiden beri gözlerim perdeli dolaşır
Şiir girdiğinde içime
Ben bu perdelemenin arkasından çıkardım

Ben sefil bir gecelik hazza uğradım
Uğrak yerlerimi saklamadan
Ölüm anla(t) madan uykudan farkını
Utanmasız bir haklılık icat ederek erkliğimden

Orta ve korkmaz bir kıvamda tutunmuş hıncımı
Azdım şiirin çarşısında
Her ayna arkası islendiği kadar aynaydı oysa

Elimi kırıp dudaklarımla asacağım artık şiiri
Varsa sevdiklerimin kabe duvarlarında bir yerim

Mustafa Nihat Ağacıkoğlu
Kayıt Tarihi : 18.3.2009 20:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Nihat Ağacıkoğlu