kırlangıçlar ne zaman öğrenecek camları
çarpa çarpa ölüyoruz
zaman vururken heybesine mevsimleri
yapraklar gitti sürüklene sürüklene
sonra fasıl fasıl ağıtlarla göçmen kuşlar
faydası yok
sen hiç görmedin
ben hep bir uçurum kuşuydum baba
hangi çiçeğe konsam üşürdü mevsimler
yağmur asıl şimdi gelecek gözlerimden
hüzün kokacak sokaklar
dalgalar yalayacak kıyılarımı
içime içime yağacak sepken
benle üşüyecek sahipsiz kediler
kimse çığlık sanmayacak sesimi
uyurken şehir
bekçiler, nöbetçiler
rüzgârın ıslığı dalarken sokaklara
dolanırken acılar yüreğime
yelesine tutunup bir yılkının
doğduğum dağlara gitmek gerek belki
üşüdükçe bir türkü bulurum sığınacak
belki de bir dağ çiçeği aşılarım içime
hüzün sokarken can damarımdan
ağrılarımdan öper mi ki dağ kuşları
umudun tohumu çimlenir mi ki kuytularımda
bir bakmışsın tutunmuş uçurtmalarım gökyüzüne
bakmayın bir yağmur gibi yağdığıma
nârında yakılmış bir türkü gibiyim aslında
yaralarımda anne yakısı
burnumda özleminin kokusu
gelsem diyorum…
varsıl bir ayetin sıcaklığı düşse yüreğine
efsun kokan elerinden öpebilir miyim anne
isyan üşümekse
illâki üşürüm ben
sen gözlerini üstüme kapatma anne
Şubat/2014/Antalya
Sıtkı Özkaya
Kayıt Tarihi : 31.10.2019 19:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!