Ciğerlerime çektiğim
Yosun kokularıyla
Martıların arkadaşlığında
Binbir teleşla
Beni bıraktığın limanda
Ben hep seni bekleyeceğim.
Gelip giden yolcular
Tanıyacaklar haliyle beni
Belki de acıyacaklar
Yazık diyecekler içlerinden
Gelmemiş yine beklediği.
Bir gemi güvertesinde
Bana el salladığının hayaliyle
Denizin lacivert maviliğinde
Balıkların şahitliğinde
Beni bıraktığın limanda
Ben hep seni bekleyeceğim.
Ne saati ne günü ne ayı belli
Randevulaşmış gibi
Tutacağım bu nöbetleri.
Heran gelirsin ümidiyle besbelli
Bana aşina yolculardan soracağım seni.
Zaman zaman içine bir yangın düşecek
Bogulacak hissine kapılık
Açacaksın pencereni
Bil ki o vakit göçmen kuşlardan,
Sana selamım gelecek.
Sonra yasemin kokularıyla,
Bir rüzgar esecek.
Aklına ben düşeceğim...
Anlık bir gülümsemeyle birlikte
Hüznün gölgesi inecek yüzüne
Siyah bir tül gibi
Fısıldayacaksın usulca ismimi.
Ben seni beklediğim yerde
Herzamanki gibi
Haykıracağım seni sevdiğimi
Her nefeste bil ki...
Gün batımlarından sonra
Karanlık değil,odana ben çökeceğim
Beni bıraktığın limanda
Ben hep seni bekleyeceğim.
Kayıt Tarihi : 27.4.2008 17:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Gülsüm Okur](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/04/27/ben-hep-seni-bekleyecegim.jpg)
Ciğerlerime çektiğim
Yosun kokularıyla
Martıların arkadaşlığında
Binbir teleşla
Beni bıraktığın limanda
bekleyeceğim
Zaman zaman içine bir yangın düşecek
Bogulacak hissine kapılık açacaksın pencereni
Bilki o vakit göçmen kuşlardan sana selamım gelecek.
Sonra yasemin kokularıyla bir rüzgar esecek
Aklına ben düşeceğim...
Beni bıraktığın limanda
Ben hep seni bekleyeceğim.
Böyle sadıkane mısralar....Ne mutlu adına bu mısralar yazılan insana.... ama .... lütfen bu manalı şiire bir bakıp okumalı bu şiirin muhatabı ...
Saygılarımla Efendim.Hoşça kalınız.
Hadi şimdi dön geriye; güvenli ama bensiz geleceğine yürü sarsak adımlarınla.
Bir yangının en kor yerinde misin, yoksa o yangını söndüreceğin inancınla rahatlamış eğri büğrü bir huzurun içinde misin bilmiyorum.
Bilmek de istemiyorum.
Çünkü sen korkularına yenildin, bekleme beni...
Aşkın belki de en elle tutulabilir yanıdır korkuların karşısında dimdik durabilmek.
Karşına çıkan ilk korkuluğa çarparsan yolunu şaşırmış bir karga gibi, ulaşmaya çalıştığın aşka en büyük engel olur o dipsiz kuyu gibi korku, tam gözbebeğindeki.
Aşk cesaret ister, korkak yürekleri birleştirmez Eros’un ateşli oku.
Tünelin ucunda hiçbir ışık görünmediği zaman bile, o ışığı hayal edebilmektir aşk.
Tutunmaktır kimi zaman imkansıza, imkansızla savaşacak cesaretin yoksa asla çıkmamalısın aşk yoluna.
Korku aşkın en büyük düşmanıdır sevgili.
Bir kez girdi mi tutku dolu damarlara, kızıl bir alev gibi dolaşan aşkı kurutur tüm vücudunda.
Aşkın da bir kimyası vardır unutma.
Bulaştı mı korku mikrobu aşkın hayallerle dolu saflığına, iflah olmaz o aşk bir daha..
Aşk susabilmektir kimi zaman çığlık çığlığa.
En dolu dolu taştığın zamanlarda ket vurabilmektir dilindeki silaha.
Ama korkudan değil sevgili, korkudan asla değil.
Tam tersine korkudan korkmamak adına kelimelerin diken dolu zırhlarını hapsedebilmektir ağız dolusu öfkenin kucağında. Ama onurluca, ama yüreklice...
Asla korkakça değil...
Karşısına çıkan ilk engebede ayağı takılınca yere düşüp kalkamayan bir sevgili hangi sevgiliye güven telkin edebilir ki?
Parçalanan bir diz de olabilir yola devam etmenin bedeli, buz gibi yüreklerin karşısında dikilmekte olabilir alevden bir kalkan gibi...
Kim bilebilir ki? Her aşkın farklıdır engelleri.
Tıpkı her aşkın birbirinden farklı olması gibi.
Belki de ortak paydalarındaki tek şey korkusuzluktur tüm sevgilerin.
Aşk meydan okumaktır aslında başlı başına.
Kimi zaman kurallara, kimi zaman zamana hatta kimi zaman aşık olduğun insana.
Güç ister aşk.
Mücadeledir çünkü o kimi zaman aşkı tanımayan koskoca bir evrenle, kimi zaman da daha zoru olan kendinle...
Eğer dimdik duracak cesaretin yoksa aynanın karşısında bir başına, hiç niyetlenmemelisin bir aşkta aşkı paylaşan olmaya.
Aşk kolay görünse de zor olandır.
Hayatımızdaki en keskin virajlarda hiç beklenmedik bir dönemeçte karşımıza çıkan trafik ışıklarındaki kırmızıdır.
Frene basabilmenin en zor olduğu yerde durabilmek; duramayacaksan uçurumun dibindekini de göze alıp gaza yeniden basabilecek gücü bulabilmektir.
Yeşil kolaydır unutma sevgili sana düşünmen için bir seçenek sunmaz çünkü.
Dingin, aynı hızda devam edebilirsin yoluna.
Aşk kırmızıdır, ummadığın bir anda frene basmakla, gaza basmak arasındaki çelişkidir.
Karar verebilme gücüdür.
Karar verebilmekse korkusuzluğu gerektirir.
İşte tam bu virajda kaybettin beni sevgili...
Korkularına yenildin bekleme beni...
GÜZEL SIIR GÜZEL BIR YORUM YAZISIYLA HARMANLASIR.
TEBRIKLER EFENDIM
TÜM YORUMLAR (6)