Susadım bir kır papatyasının yağmurlara susadığı gibi. Bazen kendimi günebakan çiçekleri gibi hissediyorum. Tabi benim Güneş'im sen, ben bir tek sana dönerim. Sonra kimi senden daha çok sevebilirim ki, sana kelebek diyorum ya her zaman Sen merak ediyosun ama o keçi inadından sormuyorsun ya Bence bir kelebek bu kadar güzel renklere sahiptir. Kelebek bir gün Yaşar ve o masumluk herşeye değer ki o renkler başka neyde var ki. işte ben sadece senin gözlerinde gördüm ve o kadar içten ve o kadar masum güldün ki sana aşık oldum. Evet sana göre kelebekler bir gün yaşar ve ölür ama güzel şeyler hep az olur. Yani senden önce öyleydi sen geldin bütün güzelliğinle haytıma bir sürü renk serptin her yanımı en güzel renklerinle boyadın. Aşkın rengi varmış aslında hiç sorma kendi kendine ne diye bir ayna bul ve gözlerine bak kır papatyası evet sadece renkli iki göz görüyorsun şimdi bana çevir güzel yüzünü sor bana ne gördüğümü. Ben savaş görüyorum hiç bu kadar kalbimle savaşmadım aşk bu kadar iyi savaşır mıydı hiç adil değil bu savaş hem ben kalbimle düşünürüm neden bende mantık arıyorsun ki? Akıllı olsaydım seni severmiydim sanıyorsun tamam itiraf ediyorum aklım sende kalbim sende aslında ben herşeyimle sendeyim. Susuyorum ama ne sana itiraf edecek nefesim var çiğerlerimde ne de gururumu yıkabilecek kadar dinç bir kalbim. Susuyorum sana bütün yokluğum sen ve tek varlığım aşk bizde kaybedenleriz. Çünkü gururdan güçlü şefkat yok, şavaştan güçlü barış yok, çünkü insanların kalbimde aşk yok, elleri temiz değil, akılları durgun değil. Aslında her zaman kötüye gitmek zorundayız evet artık iyilik yok bütün iyi yanlarımı alıp gittin aklımı, kalbimi, ruhumu sen bana bi bedenimi bıraktın onu da yarım bıraktın...
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta