Ben Hazırım Artık - Garib Çoban
Aradığını kendinde bulamayan.
Onu hiçbir yerde bulamayacak!..
Ey Aşkın sahibi seni seviyorum!..
Doğru mu acaba?..
Sonra vazgeçiyorum, diyorum ki; her şey gerçek, cennetin ve cehennemin bu dünyada.
V/ar gibi olmak değil, v/ar olmak!..
Sen ve ben neredeyse asla elde edilemeyecek bir şeyi başardık.
Birbirimizin ruhlarında oturuyoruz.
Yazılmış hikayenin rüyasını g/örüyoruz, uyanmak her gönle nasip ola!..
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Teste buyurun!..
Denize kavuşan nehirde nehirlik biter, girdiği denizin parçası olur.
Yediğimiz ekmek, bünyemizde erir, vücudumuzun parçası olur.
Sözlerle dua ediyor kainat melodileri.
Ama söyle bana içerimde, ne demek istediğimi biliyorsun.
Ey aşk kendini sakladığın yerin derinliklerinde, her şey nasıl?..
Yusuf gibi kuyunun dibindeyim kim gibi oldum deli divane.
Arayan, aradığı nisbette ayrı düştü.
Aradığını, varmak istediği yere beraberinde taşıdığından onun kazancı sadece çektiği zahmet oldu.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Şairler şiirlerde dua ediyor.
Nefes alarak, dünyalık putlarımı kırarak, rüyalar ve uykusuzluk yoluyla yaşlar dolarak g/özlerimle.
Şems vakti sevgi ve dünyalık yanımdan feragat yoluyla dua etmeyi öğrenmek istiyorum.
Ey Aşkın sahibi, biz şeyhi, vaizi pek az tanırız.
Ya şarap kadehi sun, ya dünyalık hikayemizi kısa kes!..
Kaç köşeli dünya, sadece aklın istikametinde hareket edersen insanlardan uzaklaşırsın.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Duygularınla hareket edersen sürüklenirsin.
Ruhunu açarsan ve dilediğin gibi yaşamazsan sıkışırsın.
Nasıl bakarsan bak, insanlarla yaşamak zordur.
Dünya şimdi çok acayip, insanların içi dışına uymuyor.
Muhabbet adını verdiğimiz sevgi zamanı aşan bir şeydir.
O muhabbet bizi kucaklıyor şems vakti.
Kim bilir belki de her kötülük
sevgimize muhtaç olan bir şeydir.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
İkna olmayanlar, nasıl ikna edebilirler ki?..
Hakikati gür bir sesle haykırırsanız kalbinde hakikat sevgisi olan birkaç kişiyi ikna edebilirsiniz.
Fakat hakikati mırın kırın ederek anlatırsanız hiç kimseyi ikna edemezsiniz.
İnsan-ı kâmil her ne kadar sûrette put ise de mânâda birçok putları kırıcıdır.
Seven bir kimsenin varlığı, duyduğu muhabbetin şiddeti kadar sevdiğinde kaybolur.
Susuz akılların içtiği en tatlı pınar, zikir ve tevhîd pınarıdır.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Allâhu Teâlâ ile ünsiyet etmek kalp burunlarına esen manevî kokuların en güzelidir.
Allâhu Teâlâ'ya münâcâtın tadına varmak, ruh şarabının kadehidir.
Müşriklerin kafası tek Tanrı fikrini bir türlü kavrayamıyordu!..
Tanrıları tek Tanrı mı yaptı?..
Doğrusu bu tuhaf bir şeydir dediler. (Sad-5)
Bugün farklı mı düşünüyor insanoğlu?..
Makam putu, para putu, konfor putu..
Ezelde ahmaklığı sabit olan kimseleri akla davet ettikçe ahmaklığı artar.
Etraf tanrı kaynıyor, bir tek yaratana sıra gelmiyor.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Allâhu Teâlâ'yı zikretmek, akıl gözünün cilâsıdır.
Allâhu Teâlâ'ya hamd incisi ile ancak sır zülüflerinin ayrım yerine konmuş olan taçlar süslenir.
O'na şükretmenin misk kokusu, ancak ruh elbiselerinin ceplerinde kokar.
Dünya boş değil, boş olan, ona boş diyen!..
Göğü, yeri ve ikisi arasındakileri biz boş yere yaratmadık. Sâd-27)
O'nu övmenin gülü, ancak O'nun mü'min kullarının dil ağaçlarından derlenir.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Eğer Rabbini san'atındaki güzelliklerle zikredersen, kalp kilitlerin açılır.
Eğer Rabbini, hükmündeki sır letafetleri ile anarsan.
İşte sen o zaman gerçekten O'nu zikrediyorsun demektir.
Bir ibadet yapıyorsun ve ondan da bir haz alamıyorsun!..
Bunun sebebini merak ediyor musun?..
Kul amelde samimi olunca Allah o ameli işlemeden onun zevkini onun gönlüne verir.
Amel işlerken ihlas bulunursa, onu işlerken zevk ve şevk duyar.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Eğer güç, kuvvet ve heybetimizin yok olmasını istemiyorsak!..
Allah ve Resulüne itaat edin.
Hoca Ahmed Yesevi yolunu tut ki, ahirette sonsuz mutluluğa götürsünler Resul ve ehli beyt.
Unutma kerbalayı yaptıranları, erk et ki, Kabala’nın din diye yutturduğunu imana gelesin.
Bırak tarikat şeyhini, hakikat şeyhi seni bulsun.
Birbirinizle çekişmeyin, sonra korkuya kapılır da kuvvetiniz yok olur.
Bir de sabredin; çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.
Enfâl-46)
Eğer O'nu kalbinle zikredersen, rahmet canibine yakınlaşırsın.
Eğer sırrın ile zikredersen, kutsallık mertebelerine yaklaşırsın.
Eğer O'na olan muhabbetinde sâdık kalırsan.
O seni lütuf kanatlarıyla sadâkat makamı'na götürür.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
O'nun zikrinden bir an ayrı kalan, O'nun yüceliğinin kadrini bilemez. Bir an olsun sır gözüyle O'ndan başkasına teveccüh eden kimse, O'nun vahdâniyetinin/birtekliğinin ezelîliğini anlayamaz.
Allah'ın, diğer bütün insanlara karşı övdüğü kulu kim midir?..
Geceleyin kalkarak secde ve kıyamda durarak ibadet eder.
Ahiretten çekinerek, Rabbinin rahmetini diler. Zümer-9)
Gece kalkıp secde ve kıyamla namaz kılıp Allah'ın rahmetini diliyor musunuz?..
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
İçinde debelenip durduğumuz, çatışmalar çatışması şudur!..
Biz kendimiz için ne istiyoruz?..
Siz geçici dünya malını istiyorsunuz. Enfal-67)
Peki, Allah bizim için ne istiyor?..
Halbuki Allah (sizin için) ahireti istiyor. Enfal-67)
Zikir, rahmet canibinden gelen bir rahatlıktır, gönül huzurudur.
Onun o tatlı nesîmi, zâkirlerin ruh burunlarına güzel kokular getirir. Onun o güzel kokusundan, cisim kafesi içerisinde bulunan ruhdalları sallanır, müteessir
olur.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Akıllar, suret bahçelerinde raks etmeye başlar.
Sırlar kendinden geçmiş bir şekilde vecd çöllerine düşer.
Sarhoş bülbüller definelerde gizli şeyleri anlatmaya başlar.
Muhibler, hasret ateşiyle yanıp kavrulurlar.
İştiyak çekenler ise, bu hayıflanmanın şiddetinden dolayı kendilerini kaybeder.
O vecde ulaşan kişinin lisânı, Vâhid'e yakınlaşmış olmanın verdiği sevinçle, şöyle der!..
Doğrusu ben Yûsuf'un kokusunu alıyorum.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Bunun üzerine, kıdem cariyeleri ortaya çıkar.
Fikir köşklerindeki mahbûbun sıfat gelinleri gönül gözlerinde belirmeye başlar.
Düşüncelerin değil, kısa konuşmaların çağında yaşıyoruz.
Sonra onların üzerine izzet/şeref örtüsü örtülür de azamet/yücelik elbisesiyle gizlenirler.
Aşkın harareti gözlerde yaş bırakmaz.
Şevk ayakları, bir yandan yolun uzunluğu, diğer yandan hicret
çöllerinin kızgın sıcakları dolayısıyla yürümeye mecalsiz düşerler de, yere yığılıp kalırlar.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Kafi değil zannedip, kapı kapı gezenler ve sonra da tabii ki eli boş dönenler, size soruyor!..
Allah kuluna kâfî değil midir?..
Zümer-36)
Ağaca dayanma kurur, insana dayanma ölür!..
Beşeri bağların kesik kesik olduğu, sözlerin ve yeminlerin bolca verildiği bir dünyada sadakatsizlik artık şoke edici değildir.
Ey sevgili gönül!..
Gün olur Aşk için gereklidir ağlamak g/özümün nuru.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Gece sakin nehirken, gündüzleri ansızın sel basmış gibi güldür güldür ç/ağlamak.
Yüreği alev alev yanar iken gönülü susarak d/ağlamak.
Dünyayı üstüne salsalar, çaresiz kalıp, çare için hakka karşı el bağlamak.
Yari görüp bağdeler içmeden, ama üzülme, bu takdir-i ilahidir.
Amaç nefsin arınmasını sağlamak boşuna y/andıklarınla.
Arif’in biri ağlayan birini gördü ve niçin ağladığını sordu.
Adam dedi ki!.
Üstadım öldü onun için ağlıyorum.
Arif de ona dedi ki!..
Hiç vefat etmeyeni niçin üstat edinmedin?..
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
İşte tam bu anda kerem/cömertlik ve iyilik elçisi kader doktorunu gönderir!..
Onun gözündeki hastalığı
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm" sürmesi ile tedâvî eder.
Bu ismin/esmânın ışıkları celâl ceberûtu âleminde ortalığı aydınlatıp, kibriyâ ordusunun sancakları altında izzetin nüfuzu her tarafı kaplayınca!..
Akıl gözleri şaşakalır, fehim bakışlarını dehşet sarar.
Fikir kuşları yere düşer, kâinat kitabının satırları silinir gider.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Yürüyen, ulaşır, yatan, mahrum olur.
Arayan, bulur, soran, başarır.
Eken, biçer, eden, bulur.
Mahrum eden, mahrum olur.
Kavuşturan kavuşturulur.
Neyi seçersek, onu buluruz!..
Artık kim doğru yolu seçerse kendi lehinedir.
Kim de saparsa kendi aleyhine sapmış olur. Zümer-41)
Ehadiyet Hakk'ın mutlak birliği heybetinin dili der ki!..
Sesler Rahman için susmuştur.
Gönül dağları yerinden oynar.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Tecelli'nin nurunun güzelliğinden beşerî vasıflar paramparça olur.
Ruh kanatları budanmıştır.
Artık tefrîd/tevhîd ilmi fezasında onların uçabileceği yer yoktur!...
Rızka mı odaklanalım, imtihana mı?..
Zira; bol rızık gelen bol, az rızık gelen az imtihana tabi olacak!..
Bilmiyorlar mı ki Allah, rızkı dilediğine bol bol verir, dilediğinden de kısar.
Şüphesiz bunda inanan bir kavim için ibretler vardır. Zümer-52)
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
O'nun aşkının şevki ile kalpler O'ndan başkasını görmez olur. O'nun aşkının kara sevdasıyla özler yanıp tutuşur.
O'nun yakınlık uzaklık çöllerinde fikir bülbüllerinin dilleri dolaşır.
O'nun hikmetleri bütün zâtlara/özlere serpilmiştir.
Her sanatta onun sanatının izleri parlar.
Her şeyde O'nun kudretinin güzelliği zahirdir.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Her mevcutta O'nun vahdaniyetinin burhanları vardır.
Her akıl gözünde O'nun kudretinin nuru ışıldar.
O'nun sanatının dili, heybet şâhidlerinin işaretleriyle ehl-i vücûda hitâb eder.
Akıl aynaları O'nun harikulade a'yânının/özlerinin suretlerini yansıtır.
Kullarının kalp gözlerinde gayb sırlarının gelinleri belirir.
İşte bütün bunları yapan Rabbiniz Allah'tır. Mülk O'nundur.
O'nu bırakıp da kendilerine yalvarıp yakardıklarınız ise, bir çekirdek kabuğuna bile sahip değillerdir.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Anahtarlar kimdeyse, kapıların açılmasını da O'ndan iste!..
Bülbül gibi tüm kalbinle hiçbir şey isteme.
Göklerin ve yerin anahtarları O'nundur. Zümer-63)
Mesele ibadetler ve Allah'a yönelme olunca.
İnsanlar şöyle derler!..
Şu işlerimi bir halledeyim, bütün kalbimle Rabbime yöneleceğim.
Rabbimiz de şöyle der!..
Bütün kalbinizle bana yönelin ki ben işlerinizi halledeyim.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Çamaşır kirlenir; onu kaynatırsın.
Onu yıkarsın, onu sıkarsın.
Onu kurutursun, onu asarsın.
Bütün bunlar onu temizlemek için.
İstemediğin halde Allah sana sıkıntı verdiğinde bundan hoşnut ol!..
Eğer ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim. A’raf, 188)
Dünyadaki varolan bütün aynalara birer birer b/aktım.
Hiçbiri beni yansıtmadı.
Çünkü dostun verdiği bela sizin arınmanız demektir.
Sizin için Allah'tan başka ne bir veli/sâhip, ne de bir yardımcı vardır.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Sağlam ipine yapışır.
Sonra şaha kalkıp koşar.
Ve ben cinleri ve insanları sâdece bana ibâdet etsinler diye yarattım.
Denizinde yüzen, Allah'a kaçınız gemisine biner.
İşte o zaman, ruhunu ortaya koyup feda ederek o denize dalar.
Eğer aradığı cevheri bulursa.
Muhakkak büyük bir kazanca nail olmuştur.
Kalbi olan, mutsuz olamaz.
Oldum deme, olmadın, vardım deme, varmadın!..
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Eğer o denizin diplerinde telef olursa.
Artık onun mükâfatını vermek Allah'a düşer.
İnsan hatasını bir başkasına itiraf ettiğinde unutur onu!..
Ama çoğu kez öteki kişi bunu unutmaz.
Fena, yoksunluk değildir.
Yoksunluğundan geçmeyen, Hakk'ın varlığına, halk içinde sığınır.
Yokluğundaki varlığı bulamaz.
Aklıyla hareket eden, elbette yokluğunda ve varlığında lafta takılır.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Beka, yokluğundaki varlığı bulmandır.
O'ndan başka varlık, vücud sahibi yoktur.
Allah indindeki yerini merak ediyor musun?..
Gönülde sevgisi olan her şeyde o mükemmelliği arayıp bulduğundandır ki hiçbir şeye hakaret nazarıyla bakmaz.
Allah'ın senin kalbindeki yerine bak!..
Kim Allah katındaki makamını öğrenmek isterse.
Allah'ın kalbindeki yerine baksın!..
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Sevmek, barışmak için ölmesini beklediğimiz insanlar vardır.
Çoğu zaman kelimelerin büyüsüne kapılırız hangi kalem yazmışsa.
Ama kendimizle buluştuğumuz yer onların ardındaki Estağfirullahtaki sessizliktir.
Oysa!..
Kul eûzü"leri, 'Kul hüvellah'ları ne diye birbirimizi sevmek için okuyup üflemeyiz?..
Garezler dostluğu karartır, ne diye gönülden söküp atmayız garezleri.
Şimdi öldüm say da barış benimle!..
Eğer, baktıklarından ibret alan bir nazar sahibi değilsen!..
Yöneldiğin şeyleri gözden geçir!..
Allah'a yönelenden başkası ibret almaz. Mü'min-13)
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
Duvar çiviye dedi ki!..
Ne diye beni deliyor, incitiyorsun?.
Çivi dedi ki, beni çakana bak!..
Dost ol da dostu gör.
Bu ne demek?..
Dost gör de dost ol demiyor.
Olmayan, göremez!..
İyi insanlar asla hakikati söylemez.
Bu ölçüde iyi olmak bir hastalıktır tin için.
Bu hakikat için yeterince kötü müsünüz?..
Dost ol ki dostu göresin!..
İyi ol ki iyileri göresin!..
Yapmaya giden yol, olmaktan geçer.
Cömert ol ki cömertler göresin.
Göremiyorsan, olamadığından.
Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar.
(Y.ed - Kalp Sırrına Erenler Albümü)
Kayıt Tarihi : 19.12.2022 23:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Küçük insanlar dengini, büyük insanlar kendini arar. (Yunus Emre)

Şu kabirlere bak, gün doğmadan içinden hangisi yarıp geçti bu karanlığı?..Kendi putlarına birer masal söyleyip uyuyakaldılar
Yüreğine sağlık hocam derin anlamlar taşıyan insanı düşünmeye sevk eden eserinizi yürekten tebrik eder hayırlı çalışmalar dilerim Allah’a emanet olunuz esen kalınız
Eğer dikkat ile im'an-ı nazar edebilsek düşünürüz ki; bir mümkin bir mahlukun, diğer bir masnu'u icad etmekten uzaklık derecesi; gayr-ı mütenahîdir. Evet, bir iktidar-ı gayr-ı mütenahîye müstenid o masnuda müşahede edilen san'atın mikdarına nisbet edildiği zaman, bir mukinin icaddan ne kadar uzak olduğu anlaşılır.
TEBRİKLER SAYIN DEMİRCİ
"Maneviyat dünyasının dip köşe resmi" sanki...
Elbette,
Küçük, küçüklüğünün gereğini yapar,
Büyük de büyümediğinin,
İnsanlığının gereğini...
Cennette, cehennem de burada,
"Kendi hayatının semeresini yaşamadan, yaptıklarının aynısı kendine yapılmadan ölmez insan..."
Aşk, onu hak edenlerin mertebesidir...
Tebrikler Engin Bey.
TÜM YORUMLAR (3)