Aldı bağrımı ateş, gönlüm hicrana yandı
Göçmen kuşlar misali ben hicretten hicretten
Özlemin kanatları ufuklara dayandı
Şiir oldu lal dili ben hasretten hasretten
Bulutların gözyaşı firakla filizlendi
Acının endamıyla sabır gibi nimetten
Yılların esamesi gözlerinde gizlendi
Esti nostalji yeli ben hasretten hasretten
Bir harami misali yolunu hep gözledim
Acı düştü payıma paylaşılan servetten
Serapları sen sandım vahaları özledim
Kapladı kurak seli ben hasretten hasretten
Hazan çöktü erkenden umut dolu bahçeme
Güz güllerim kurudu hisse aldım hayretten
Yaz bahar döndü kışa zemheri terekeme
Uzandı tipi eli ben hasretten hasretten
Yıllarca çok bekledim sabır metanetiyle
Aşkın kavi eliyle dayandımsa gayretten
Direndim çilelere bir yüreğin setiyle
Aradım bütün ili ben hasretten hasretten
Bir nida versen bana ey yoluna yandığım?
Mevla bin kapı açar sual etme hikmetten
Rüzgâr bile kesilir gece gündüz andığım
Kaldır artı engeli ben hasretten hasretten
Anladım senden bana ne fayda ne bir zarar
Ancak bana Mevla’dan verilen merhametten
Ruh iklimi altında gönül sevdayı arar
Kaderimle dengeli ben hasretten hasretten
20.08.2015
Tarık TORUN
Türk Dili ve Edebiyatı & Coğrafya
Kayıt Tarihi : 20.8.2015 16:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kim hasretten beri olur ki? Hayatta hasret çekmeyen var mı ki?
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!