Ağlayan gözlerinden öpmek için inadımı kırıp geldim. Soğuk rüzgarlar vurdu yüzüme, gecenin en kör saatinde çıkıp geldim. Yüreğinin en derinine sürülmek için. Ruhunun bilinmeyen, el değmemiş topraklarında yeni bir şehir kurmak için geldim.
Ben geldim yüzyıllardır mahzenimde bekleyen aşk şarabımla. Öyle bir şarap ki bu dudağına değdiği anda sarhoş olup bir daha ayılmak istemeyeceğin bir şarap tadıyla geldim.
Ben geldim, bütün suskunluklarımı geride bırakıp sadece sana bestelediğim şiirlerimle, şarkılarımla. Dinlediğin anda asla unutamayacağın, dillerine dolanacak olan namelerimle geldim.
Bütün yollarımı kaybedip bir tek senin yolunu bulup geldim. Bütün ormanları yakıp, kendi bahçemde yetişen dikensiz güllerimle geldim. Zühre yıldızını koynuma alıp, sana avuçlarımın içinde gökyüzünü getirdim.
Andıkça
Ne zaman seni düşünsem içim ürperir,