Birden döküldü içimden ağran boşluklar
Sürgün yemiş mevsimlerden birine
Kırmızıya varan yorgunluklar topladım
Gövdeme sığmayan çağrılarla yürüdüm
Bir yangındı yalnızlığın rengi
Gözlerinde sönmeyen
Ve sen
Bir ırmağın söylediği türküydün
Sevdaya akan hasret gibi
Durulmuş suların kıyısında
Eylül
Bir gülüşün unutulduğu yerdi oysa
Gizli kalmış sızılar vardı
Anlamsız zamanların mevsiminde
Bir sarhoş akşamın avuçlarından dökülen
Kavruk bir hüznün orta yerinde buldum kendimi
Çırılçıplak bir inançla geçtim içinden
Dudağımda küflenmiş bir sevinç
Göz göze gelmeden eylülle...
Bir ayrılığın ilk gecesi gibi
İçimizde büyüyen
Bir yalnızlık yıldızıydı sanki
Söndü işte şimdi
Ben eylülü böyle bilmezdim
Bir kurşun mavisi akşamüstü
Bir su gibi sızardı içime
Oysa şimdi
Duruşu bile ürkek
Yürüyüşü kimsesiz
Ve sesi...
Bir aşkın kendini terk edişiydi sanki
Kayıt Tarihi : 24.11.2025 23:54:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!