Ben Eskiticisi Ruhu’l Mülkün El A ...

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Ben Eskiticisi Ruhu’l Mülkün El Azizesi

Sevmek mi, sevilmeyi beklemek mi yoksa hep birini sevmek mi? Ortaya karışıktı imlerim.
-Mutluluğun unutan cümlelerin öznesiyim.Yüklemin yüreğimde çürüyor.
Kutlu tümleçlerin zarfıyım, kapattım seni arasözlerden önce ara yürekte.
-Bir ünlem sesinde dilendim sevgi kitabından. Ayraçlarını ayrılıklar üstüne açtın.
Oysa ayraçlara sığacak acılarım, sızılarım, can kırıklarım yoktu. Sensizliğin yabancı yazarıyım yeni ismim “Huwisiog “ söyleşini parantez içinde yazabilirsin.( ben eskiticisi)
-Acıya uzanan sıralı noktalarım yok. Sıraya girmiş sırlarım var. Açıklanmamış ve yalnız senin kulağında söyleyeceğim söylenceler var.

-Yol devam ediyor, ruhun kendini buluşu.Kin kana karışıyor. Aşk gıybetin mezesi.
Ben’den biten ben yok. Seni sürükleyen susamış vedalar hadi zatında.
Korku, kendileriyle düşüp kalktığı şaşkınlığın şaşısı. Dehşet, sıkıntıyı yardımına, yanına, ciğerine, çürüyen emelini alıyor.
Gam himayesindeki mihnet senin nimet- i aşk olduğun benli serüvenleri yakarır. Gam üstüne gem vurur .
-Vurulur ben; ama akla kalır sen. Yüreğin dip boylarının hizasına seni alır mahrumiyet ve hasret.
GÖNÜL camları buğulu kayıpların arasına can kırıklarını camını yapıştırır gelmeni isteyen benlik.
-Yanına yadımı silinmezlik kalemiyle yazıyorum. Alın yazıma denk, yalın cümleler katibiyim.
Seni çok hızlı yazmış kaderim katibi.İmla hataları yok; ancak içinde içiminde olduğu Osmanlıca kelimeler var.
Keder kuşatır, ruhun bütün mecralarını.Yanılgının atlasında görünür, acılar, can kırıkları, ihanetler, çıkarlar, minimize edilmiş bütün hatalar. Atlas tümden karaya, yaraya dönüşür.
-Ben bulutsuzluğun ötesine sisli yarın olur. Dün kirlenmiş, bugün unutkan, yarın umudun aynasında ,güneşin ışığında ve de senin sözlerinde.
-Zamansızlık Rûhun dostlarıyla dalga geçer.
FERAH yarın hep benimdir, siz benim rayımdasınız. Bu hayatın rayışı güzel yaşamaktır.
Güzelliğin aşka ekvator olmalı. Ümit, aşığın dimağı. Şimdi ümidin katığı senin gözlerin, sözlerin, gidişin , gelemeyişin, bir gün gelişin.
AKLı çağırayım da bu akılsızlığımın sızılarına veda yazsın.

*Unutmaktan zor şeyler arenasındayım. Kendimi unutsam da seni unutamam ki.Bu nasıl hayat masalı.Bu nasıl bir Keloğlan. Sen padişahın kızı değil de feleğin kızı olmuşsun. Ben hala Keloğlan. Sırtımda senden kalanlarla ağır bir heybe dilimde seni seviyorum türküsü.

Zorla beni senle olmaya iten içsel gücün fakiriyim. Anla bu fukara azizi. Sensizliğin çürüyen ömrüne yazgımın sonrasızlığını yazdım. Metafizik fünyen patladı. Post modern algıların fanusundan sihirli bir sen çıktı.
-Keloğlan olmaktan çıktım, masal uzamasın diye. Ya da masalı artık ben yazmalıyım
Sen az demeden, uz demeden, dere tepe ve ben demeden gitmelisin .Masalımda perisin, dışarıda el azizesin. Kadere bak, ne kadar tartısız ,artısız seni sunuyor.

*Haydi affet beni. Feleğin düğün gecesindeyim,seni sordu sorulmamışlık.
-Gelinlik giymemesi için hangi nedenin felsefi bombası olarak yalnızlığını tümlüyor dedi?
-Ya da senin postunda bir ömür aşkı kılmaya, güzelliklere secde etmeye ne engel?
El yapma bu azizi.Azize olarak kalma bu kirlenmiş dünya düzeninde.
Cari açığın iktisadi denklemi değiliz ki? Bu kadar çözümsüz denklemlerin ruhunda saklanma.
Beni buldum; ama seni bulmadı ben. Bulunmaya çok yakın sendeyim el azizem.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 17.10.2011 00:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan