Ben Dervişim Diyene Bir Ün Edesim Gelir ...

Adam cehennemi hafife almış. Sırat köprüsü diye hadis olmayan uydurma söze inanıyor. Molla Kasım onun zamanında yaşamış biri olabilir ya da bu beyit sonradan ilave Her sakalliyi dedem her dervışe alim dememek gerek

Hani "Yiğidi öldür ama hakkını ver!" diyen bir atasözümüz var-
dır..Ben, yiğidin hakkı'nın, yiğit öldürülmedn verilmesinden ya-
na olanlardanım...Sayın 0sman Akçay'ın yazdıklarını okuyun-
ca, şu an hak'kın rağmetine kavuşmuş ve 1967 yılında Edirne
Erkek Öğretmen 0kulu'ndaki edebiyat öğretmenin olan merhum
DURSUN ÇELİKKOL öğretmenim geldi aklıma...ve yiğidin hak-
kını verme sözünü onun için anımsadım....Çünkü gerek Yunus
Emreyi,ve gerekse TASAVVUF denen felsefeyi, bizlere ballan-
dıra bal'landıra anlatan 0'ydu...Sayın 0sman Akçay'ın anlattığı
menkıbeyi de ilk kez 0'ndan dinlemiştim...Hele Yunus Emre'nin
TAPTUK EMRE ile olan ilişkisini ,tasavvuf felsefesine ve Yu-
nus Emre'ye ilgi duyanlarım mutlaka okumalarını öneririm...
Çünkü orada "Bizim Yunus"un dürüstlüğünü ve tasavvuf fel-
sefesinin inceliklerini bulacaklardır..
Buradan hareketle 2000 li yıllarda Edirne'de gezerken gördü-
ğüm, herkesin önünden gelip geçtiği ama içinde kimlerin yattı-
ğını kimsenin bilmediği bir mezarlık için yazdığım şiirde ,ne
hikmetse Molla Kasım'ın ismini anmış ama okuyanlar tarafın-
dan anlaşılmamıştım..
Bugün günün şiirinde Molla Kasım'la tekrar karşılaştığım için
mutluyum....
0 günlerde okuduğum gazetenin kenarlarına yazıp, bir-iki yıl
sonra antoloji.com'a kaydettiğim bu şiiirmi, izninizle sizlerle
paylaşmak istedim..en derin saygılarımla...09.12.2020
.....................*....................
Edirne'de Bir eski Mezarlık
.....................*.................
Sanki gelip geçenden bir dua alsın diye
Bu küçük mezarlığı koymuşlar yol dibine
Sonra bir kaç laleyi oyup mermer üstüne
Benzetmişler burayı bir lale bahçesine!

İşte Remzi Efendi bu bahçede oturur!
Büyük mermer sarığı kabir taşında durur.
Bahar-yaz-kış demeden bakar durur mehtaba
Yıldızların altında sanki ilahi okur.

Kimse bilmez ne vardır kabrinin ötesinde
Sırat'a giden yolun bu kapı girişinde
Aileden hiç kimse görünmez çevresinde
Hafız Remzi Efendi yalnız gibi bahçede

Ne zaman baksam ona dünya penceresinden
Eski yazılar sarkar mermer tabut üstünden
Farkındalar mı bilmem önünden gelip geçen
Gül yüzlü öğrenciler ve telaşlı Edirne'm!

Ya da Çamlık Parkı'nda tost yiyen gençliğimle
Çamların gölgesinde fokurdayan nargilem! !
Oysa gelip geçene ''merhaba! ' deyip durur
Ali Remzi Efendi kabrinin ötesinden!

Bazan bir rüzgar eser mermer kitabelerden!
Bize 'ahh! ' çektirerek unutulmuş günlerden
Ve düşer kaldırıma bir Edirne türküsü
'Tosyavizade Dr. Rıfat Efendi'nin
......................................kemençe tellerinden!

Mermerden tabutuyla bir başka muhterem zat
Altı direkli taşın altından sessiz bakar
Bu adsız kahramanın adı yok taşta amma
Mezarından belli ki önemli biri yatar..

Sanki nöbet beklerler gece-gündüz burada
Düz laleli taşlarla bir kaç kavuklu mezar.
Başlarının üstünde derviş sarığı gibi
Kalın çam dallarından sarkarken kozalaklar.

Ne onlar bilirlerdi ne de bunları yazan
Pelin'ini beklerken Fen Lİsesi yanında
Kim derdi ki arkadaş bir Molla Kasım gibi
Bu muhterem zatlar da yazılacak kağıda.
.........................*........
NOT: Pelin, 2002-2004 yıllarında Fen Lisesi'nde okuyan
kızımdır..Şiirde adı geçen merhımlardan biri Trakya Ünv.
Tıp Fakültesi Hastanesi'nin giriş katında , karşıdaki du-
var üzerinde fotoğrafı ve yaşam özeti yazılı olan Edirne'-
nin meşhur doktorlarından ve Edirne tarihi araştırmacısı
sayın Tosyavizade 0sman Rıfat'mış meğer....Ünversite
kurulduktan sonra gün yüzüne çıkarılmıştır...Bu şiir anla-
şıldığı gibi bu gelişmeleden önce yazılmıştır...Yani sanki
Dr.0sman Rıfat beni beklemiş ve bana bizi yaz!" demişti....
Bana öyle geldi''..Çünkü o günlere kadar pek şiir yazan
biri değildim..Ama o mezarlığı görünce yazamadan ede-
medim...Tekrar saygı ile.....09.12.2020

MENKIBE’ye göre Yunus Emre, üç bin şiir söylemiş ve bunları bir divan hâline getirmiştir. Mollla Kasım bir su kenarına oturup bu şiirleri okumaya başlamış. Bunlardan okuduğu binini şeriata aykırı bularak yakmış. Ardından aynı nedenle binini de suya atmış. Geriye kalan binini de okuyayım derken aşağıdaki beyitle karşılaşmış:

‘Derviş yunus bu sözü eğri büğrü söyleme
Seni sigaya çeken bir Molla Kasım gelir’

Molla Kasım bu beyti okur okumaz Yunus Emre’nin kerametine inanmış. Lakin ne çare ki elde sadece bin şiir kalmış. Yine MENKIBE’ye göre Yunus Emre’nin o yakılan bin şiirini gökte kuşlar, denize atılan bin şiirini balıklar, kalan bin şiirini de insanlar okumaktalarmış.

Yunus Emre Türkçemizi en güzel kullanan şairlerden biridir. Şuan sitede yayınlanan bazı şiirlerde anlamakta zorluk çektiğim olurken Yunus Emre'yi okuyan herkes kolaylıkla anlayabilmektedir. Allah rahmet eylesin. Mekanı Yunus'un ifadesiyle uçmak olsun.

Yunus Emre'nin ermiş bir insan olduğuna inanmayan
Molla Kasım adında bir zat, sayın Jakops Tengiz'in
anlattığı gibi Yunus Emre şiirlerini derleme işini yapar-
ken BU ŞİİRLE karşılaşınca iliklerine kadar titrer ve
tevbe ederek "vallahi inandım.! Bu adam bir ermiş!"
diyerek Yunus Emre^'nin büyüklküğünü onaylar....
09.12.2020

Bütün şirrleri anlamlı ve içten söylenişi de okunuşu da güzel.

üstat Pir Yunus'u anlamak kainatı anlamak gibidir...

çok güzel ve çok duygulu bir şiir olmuş gerçekten çok beğendim..sevgiler

Bu şiire ben hiç birşey söylüyemem şiir sözlemiş sözünü.Çok güzel şiir.

Ülkemizi yönetenlere de bir Molla Kasım lazım !

insanı vurandan olmuş
gayıpalrın öznesi sinesi
yudum yudum içerken
rahmet kuyusundan suyu
zevkeden ölmekmiş maskesi.... dizeleride ben olsun iştedim ya