Hapsettiler sancılı gülüşlerimi,
Uzun koridorlu, yüksek taş duvarlı,
Aksısedası şehre ket düşen,
Elazığ tımarhanesine.
Kaybolan insanlığı ararım, vicdan yoksunu duvarlarında.
Üzerimde kirli, kolsuz bir gömlek,
Kollarım arkadan kelepçeli,
Hükümüm infazlı,
Oturmuşum,
İçinde kaybolduğum karanlığımda,
Beni anlayacak birini ararım,
Kirli çarşaflı, mitilden bir yatak
Nemli bir odanın demir karyolasında.
Duvarın üst zemininde, demirden küçük pencere.
Özgürlük uçurtmaları geçer,
Göz ucumdan.
Ben, içimde ağlayan acıları uyuturken,
Hemşireler uyku iğnesi ile beni uyutmanın telaşında.
Bana zerk ettiğin bu ilaç,
Kaç asırlık bir aşkın iksirdir hemşire hanım.
Oturmuşum,
İçinde kaybolduğum karanlığımda,
Beni anlayacak birini ararım,
Kirli çarşaflı, mitilden bir yatak
Nemli bir odanın demir karyolasında.
Annemde inanmıştı herkes gibi.
Bazen bozbulanık suymuşum,
Bazen durağan çocukmuşum.
Doktora anlatırken duydum,
Normal değilmiş psikolojik durumum.
Aslında bu benim İçsel sorunum,
Neden rahatsız etsin ki,
İnsanları sessiz duruşum.
Oturmuşum,
İçinde kaybolduğum karanlığımda,
Annemin oğlum diye sarılıp, saçlarımı koklayışını arıyorum.
Kirli çarşaflı, mitilden bir yatak,
Nemli bir odanın demir karyolasında.
Kayıt Tarihi : 15.4.2021 15:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Öğlen saatlerinde yazdım.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!