uykudan önce 'değil'dim, yanaklarımda tuzlu bir harabe saklandı...
yalnızlığına çok kaldım.
bir beyaz kağıt bulsam kaybolacaktım.
ne diye çıktı bu tırabzanlar elimden?
ne diye yağmur düştü yüzün bilmem ki?
yediyi seyrek geçerken yelkovan,
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
tam bir sair siiri...baska söze ne gerek..tebrikler
en değilken ta kendisi
''ağzı sütle yakmanın, yokmuş mayaya bir faydası''
ham sözü, ham dil'den çıkar. Dil'i sözle yakmanın, yüreğe insanlık mayaladığı görülmüştür....
mehmet şakir karataş
Değişik bir uslup, ve çok güzel bir şiir..
Kutlarım..
degerli saire,sizden bir güzel siir okumanin keyfi ile...
şiirin geçtiği delikten bir evren sığar da..sığmaz bir insan gönlünün arafına..Kendinden kaytardığında bir kent, baş şehir olur evrak üstünde.Lüzümlu telefonlar edinir, arzuhalcının cepinde.Cebimden düştü, cennet harçlığı.
havanın su kattığı aş, görgüsüz bir çiçeğin bulaştığı belaydı. dağlarda savrulan arpa başaklarını çimdiren rüzgarla. Taşların oyuğuna çıkınlanır değillik.Ayarı oynanmış bir aklın serüvenidir, at sırtında uyumlanmak rüyalara.Kayıtlardan çıkartılan bir haldır, kimsesizlik. Gönül baliğ, şerhlerde zıplar burç yıldızlara..
çillendir mektubu kara yağızlık. mahpusluğun voltasını ağartır dijle. ulu orta çığrılan bir görüşmedir, sessizlik.
sıkıyönetim albayları geçer miting alanlarında..
imge ve kurgu harikası bir şiir...tebrikler şair...
Tebrik ederim...Gülay Garip
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta