Düşünüyorum da hayatta çocuklardan ders alacağımız bir çok ibretli sahneler var... Ağlasalar da gülseler de her hallerinde derin mesajlar gizlidir. Bir arkadaşımın henüz iki yaşını doldurmamış çok tatlı bir oğlu var; Yusuf Lokman...Aslında çok akıllı ve uysal, üstelik de çok merhametli bir çocuk. Ama ne hikmetse istediği bir şey verilmeyince, ya da birileri bir yere giderken onu götürmüyorlarsa eğer, Yusuf Lokmanda hareket şu: avazı çıktığı kadar bağırarak ağlıyor ve hemen başını defalarca yere vuruyor...defalarca...Tabi etrafında bulunan annesi, babası ya da bizler hemen tamam Yusuf tamam deyip istediği her neyse yapılıyor.
Bir çocuk...Ağlayış...Tepki...Hedefine ulaşma...
Ben Yusuf Lokman'ın bu davranışından çok büyük mesajlar aldım, çok büyük!
Çoğu zaman acılar karşısında ben de başımı vursaydım, acılarım sıkıntılarım dinseydi diyorum...Ölen bir yakınımın tabutu giderken beni de götür deyip ağlayıp vursaydım başımı beni de götürseydi...
Kanayıp duran yüreğim için vursaydım...
Ablam ölmesin deyip vursaydım...
Haksızlıklar dinsin deyip vursaydım...
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Çocukların henüz yalanı, dolanı, ihaneti, çıkarcılığı tatmayan bilmeyen yürekleri ve bu kanallara kapalı beyinlerinden komutayla çıkan davranışları elbette çok güzel. Ama daha sonraları onları bizlere benzeten, bizden beter hallere çeviren gene bizler değilmiyiz . Kısa ve söylenmek istenenler çok netti yazınızda, kutluyorum Sayın Münire Çetin...
keşke başımız vurarak herşyi geri getireceksek hiç durmadan vuralım kelmine saglık saygıalrımla yıldırım şimşek
bu dedikleriniz olacaksa eğer bende vururdum başımı
paylaşımınız için teşekkürler
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta