Bir gün bizim Hoca’nın saç, sakalı uzamış;
Berbere gitmek için erkenden hazırlanmış.
Yolda selam vermiş; hısıma, akrabaya,
Güler yüzlü, samimi, nasuhî bir edayla.
Berbere girince, şöylece bir bakınmış,
Ustası olmayınca çırağından sakınmış.
Ustan nerdedir deyip, sormuş hâl, hatırını;
Mecbur kalmış çırağa yaptırmış tıraşını.
Çırak da ne çırakmış; beceriksiz, acemi,
Hoca’nın kafasının yaralanmış her yeri.
Hoca’nın kafasına çırak hep pamuk koymuş,
İsteyerek yapmamış, elinden gelen buymuş!
Hoca tıraş bitmeden kalkmış anca sabretmiş,
Çok canı canmış, kızmış fakat, belli etmemiş.
Çırak gayet geniş, gülümsemiş pişkince;
“Hoca’m daha bitmedi, kalktınız siz erkence.”
Hoca onu kırmadan konuşmuş ve lakin;
Sabrını zorlayarak, söylemiş sakin sakin.
“Başımın yarısına pamuk ektin, ne derim;
Diğer yarısına belki ben de keten ekerim.”
Kayıt Tarihi : 12.2.2014 22:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Şerife hocamızın bu çalışması da didaktik şiire çok güzel bir örnek. Aslına bakılırsa, Nasrettin Hoca'nın bütün fıkraları, mahiyetinde didaktik öğeler barındıran şiirsel yapısıyla şiire evrilmeye müsait değerlerdir.
Şerife'nin bu istikametteki çalışmalarını sürdürmesinde çok büyük yarar görüyorum. Çünkü, özellikle çocuk edebiyatımızın bu tür eserler bakımından fakir olduğunu üzülerek belirtmeliyim.
Şiirde son derece yalın, anlaşılır bir anlatım var. Akıcılık, olayların oluş sırası oldukça iyi kurgulanmış. Bence en önemlilerinden biri de şiire seçilen başlık. Ki, ilk bakışta merak uyandırabiliyor.
Gelelim biçimsel yapıya;
7 artı 7, 14'lü hece ölçüsü ve beyit tarzı biçimsel unsur, bu tarz şiirlerin neredeyse vazgeçilmezi. Bu tarz şiirlerde durak yerleri, hece sayısının eksiksiz olması, kafiye örgüsünün hece şiirinin kaidesine uygun olması, şiiri hem yapı, hem de anlatım olarak güçlendirir. Mesela şu beyiti ele alalım:
'Berbere girince, şöylece bir bakınmış,
Ustası olmayınca çırağından sakınmış. '
İlk durakta hece sayısının 6 olması akıcılığı zedelemiş bence. Ancak kafiyeler yerli yerinde. şöyle deseydik hece eksiği giderilirdi:
'Berbere girer girmez, şöylece bir bakınmış,
Ustası olmayınca çırağından sakınmış.'
Beyitlerin pek çoğunda kafiyenin olmadığına, ses uyumlarının refifle sağlandığına şahit oluyoruz.
Örneğin; 'hatırını' ile 'traşını' hatır-ını traş-ını=redifle,
'sabretmiş' ile 'etmemiş' sadece '-miş' ekleriyle redif...
Üzerinde biraz çalışılmış olsa harika ve kalıcı bir çalışma olabilir. Hece sayıları ve kafiye örgüsünün yeniden elden geçirilmesini tavsiye ediyor, saygılar sunuyorum.
TÜM YORUMLAR (1)