Öyle ahım şahım oyuncaklarım olmadı benim,
Kendim yaptım çam kabuğundan arabayı,
Tenekeden kayığı, kamıştan uçurtmayı.
Diyecek yoktu bilye oynarken mutluluğuma.
Çember çevirirken kan ter içinde kalırdım,
Kim tutardı, ağzına gem vurup üstüne bindiğim kamıştan atımı.
En sevdiğim oyunlar, topaç çevirmekti, çelik çomaktı.
Ne oyunlar oynardık, açlığımızı unuturduk.
Evden çağırdıklarında kızar,
Geri gönderilme vaadi koparmazsak,
İşimize gelmez, çağrılmayı duymazdık.
Şimdi her şey var, bu oyunların hiçbirisini bilmez,
Kapanmışlar bir odaya, bilgisayara mahkum çocuklar.
Ben buna çocukluk mu derim,
Kırmamışsan topunla komşunun camını,
Eksik kalmıştır bir şeyler çocukluk adına,
Suç biraz da bizim değil mi?
Çocuklara ne oynayacak bir alan, ne de zaman bıraktık,
Durmadan yarış atları gibi onları yarıştırdık.
Yanıyorum ben şimdi, yarım kalan çocukluğuma.
Çocuğuma oyuncak aldım,
Ondan önce ben kendim oynadım,
Ben daha büyümedim ki,
Çocukluğuma doymadım.
2008/Mart
Kayıt Tarihi : 29.12.2009 11:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!