doğum öncesi rüya görür mü cenin
ben gördüm işte
tek kanatlı planöre binmişim
döne döne sörf yapıyordum cennette
altımda bucaksız zümrüt deniz
alaca karanlığa uyandım gün ortası
muhkem sütunlarla kuşatılmıştı çevrem
penceresiz bir evde doğdum ben
boynum kıldan ince ışığa uzadım
kolay olmadı hayata tutunmak
kolay olmadı güneşin zaptı
habitatının yegane besini sudur
kana kana iç dediler bu yüzden
yağmur yer yağmur içerim
şakuli bir yolculuk benimki
kendi kendime uzar giderim
mutluyum koynumda eşim sarmaşık
Yırtıcıların çığlıkları ninni bana
gecenin kuala gözlerinde uyurum
hava kahpe gün metan kokulu/o gün
karanlığın cellatları homurtularla geldiler
kollarımı, bacaklarımı kestiler
tutuklandım, zincirlere vuruldum
sürüklenip çıkarıldım yurdumdan
sütümü helal etmem fillere
elmas dişli canavarların
önüne atılıp infaz edildim
dilim, dilim dilimlediler gövdemi
ruhum yükselirken meleklerin kanatlarında
cenazem kıtalararası sularda med/ cezir
o gümrük senin bu depo benim
aylarca dolaştırıldım el memleketinde
bir mağazanın gün yüzü görmeyen
satış reyonunda arz edildi bedenim
ciğerimin çok para ettiğini burada bildim
erguvanlar beyaz şiltesini örtünürken
ustamın şakaklarından cumbalarım masiflendi
yonga levhalara giyindirildim
su misali aktı hatlarımda maraş kalemi
sil baştan şekillendi elim ayağım
kesildim, biçildim, bezendim yaprak, yaprak
biraz karabol/biraz defne/biraz gül goncası
şimşir tokmakla başına başına iskarpelanın
gomalak kürlerinde parlatıldı pürüzsüz tenim
mahir ellerde can buldu yeni bedenim
şimdi bir yemek takıyım boğaziçi’nde
beyaz örtülerin altında korunan
pahalı bir möbleyim
şefton paşa yalısı baş odasında
gemilerin düdük sesiyle irkilirim
ara sıra konuklara sunulurum kirlenir atlas örtülerim
iktidarlar düşürülür/ ergenekonlar kurulur masamda
faili meçhullere tanık olurum
darbe senaryolarına tanık olurum
balık yerine mühimmat çıkarılır denizimden
deniz domuz!
egzotik bir ağaçtım yağmur ormanlarında
dallarımda maymun kolonileri mutlu
sürüngenler aşığım dı ulu kuşlar konuğum
kedigiller ülkesinin sınır nişanı gövdem
ne ihlaller gördü/ne iç savaşlar yaşadı bu gözler
ben bir orman ağacıyım adım bubinga
Kemal AlkurtKayıt Tarihi : 2.3.2011 13:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kendisi hikaye zaten
![Kemal Alkurt](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/03/02/ben-bubinga.jpg)
Madem ki değil,
Dişi adem kaslı ve kıllı;
Korusun diye hakkını,
Yaratmış Allah da kadını,
Kurnaz ve akıllı.
Bugünden görmesi için yarını,
Sezgisi kuvvetli,
Gönül gözü açık yaratmış Allah kadını,
O veli.
Tıkır tıkır işler hem eli,
Hem dili.
Durmaz üretir,
Ekmek aş, sağlık, afiyet,
Bitmez bize sağladığı nimet,
Kadrini bilmek gerek,
Kadın gökten indirilmiş velinimet.
O, marifetli,
Şeytan tüylü, işveli…
O ışık, o, güneş,
Kadın, kainattaki en güzel eş.
Yaratan cömert,
Hesabını tutmaz amca,dayı, evlat,
Dilediğine, dilediği kadar verir…
Ama anne değerli,
Ve yaratan adil,
Herkese verir, ama en fazla bir..
Vakurlu duruşu,
Sanılsa da kibir.
O, sevgi,
O şefkat,
O, ana.
İçi dışı onun nur.
Namus da o,
Şeref, haysiyet de ...
Fazlası var eksiği yok,
Kadın doğmak onur.
Benzese de değil, kadın melek,
Var onun da zafiyetleri,
Söz gelimi,
Olmasaydı müptela aşka bu denli,
Geçer miydi ona hiç söz,
O kadar başına buyruk,
Kimi öz güven der buna
Kimi deli…
İyi ki yaratılmış kadın,
Ve iyi ki bu kadar hisli ve bu kadar hassas...
Akmasaydı o gözlerden bir damla yaş,
Taş kesilirdi,
Yaşadıkları karşısında,
Kaçardı kin ve nefretin ucu.
Gözünden yağmur yerine inerdi ı taş.
Ve kadın bulut olunca tutmasa yas;
Kalmazdı kimsede huzur,
Yer gök hınzırlarla dolardı alimallah!
Yaşanmaz olurdu o zaman Dünya esas!
Var mı daha zarifi,
Daha arifi,
Kadının adı çok,
Aslında tek tarifi yok.
Allah’ın yarattığı en güzel varlık kadınlar...
Necip Zeybek
Anne, eş, yâr ,abla,kızkardeş bütün kadınların gününü bu şiirimle kutluyorum.
Gül uzatır kadına(!)
Koskocaman seneden;
Tek gün verir adına(!)
daha her koşulda görüyoruz
.Siz kendiniz söke söke almadıkça,her koşulda itirazınız yükseltmedikçe,bu dünya erkek zihniyetine teslim edilmeyecek kadar kıymetlidir demedikçe,kadının özgürlüğünün ,herkesin özgürlüğünün koşulu olduğunu haykırmadıkça,dayanışma gösterip örgütlenmedikçe, size kimse bir şey vermez.Artık bunun farkında olmanız gerekiyor.
Yine bir 8 Mart ikiyüzlülüklerle geçiyor.9 Mart'ta adınızı anmazlar.
Dünya emekçi kadınlar gününüz kutlu olsun.
TÜM YORUMLAR (22)