Ben böyle değildim evlenmeden önce.
Baharım güz,
Yazım kış değildi,
Evlenmeden önce.
Ben böyle değildim evlenmeden önce,
Gönlüm güneşli,
Bedenim ateşli,
Ruhum neşeli,
Birde umutlarım vardı,
Evlenmeden önce.
Artık içimi ısıtmıyor güneşim,
Artık buzullarla tanıştı bedenim.
Gerçek değil bu,
Sahte mutluluklar.
Ufuklara uzanmıyor umutlar.
Dolaşmıyor artık üzerimde,
Pembe, pembe bulutlar.
Bu çığlık bu serzeniş nesi,
Bu ses evliliğin sesi.
Bu ses körelmiş duyguların sesi.
Nedir bu uyuşmuşluk nice,
Ben böyle değildim evlenmeden önce....
Kayıt Tarihi : 11.3.2007 16:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Her insan, aşık olur ya da hoşlanır, ya da başka şekilde... Evlenmeden önce evlilikle ilgili düşünceleri, hayalleri, umutları vardır. Bu duygular her iki cins içinde geçerlidir. Evlilik gerçekleşir. Beyaz gelinlikler şık damatlıklar ve pembe rüyalar içinde sarhoş olmuş bedenler savrulur mutluluktan Çılgınca.... İlk zamanlar aşk sözcükleri, tatlı bakışlar, göz süzüşler, içten öpüşler....sakınışlar, kıskanışlar..... Zaman geçer, iki aşkın meyveleri olur ve mutluluklarını pekiştireceği yerde o tatlı bela kara çalı olur aşklarının arasında.... onun tatlı telaşları koşuşturmacalar, artı hayat kalesi de eklenince üzerine başlar birbirinden kaçışlar... soğumaya başlamıştır buzullarla tanışmıştır, birlikte paylaştıkları odaları, aşkları sevgileri.... ve en acısı artık gelecek kaygısı ağır basmaya başlayıp maddeye bürünür evlilikler... evlilikleri aynı evi paylaşan arkadaş ilişkisine bürünürken Kendine bile itiraf etmek istemediğin bencilliğin sarar etrafını... ve bu durumda annelerin imdadına çocukları yetişiverir. Cankurtaran gibi....İşte aslında bu adamın kahrı çekilmez ama işte çocukların hatırına çekiyorum ne yapayım ana olacağına taş ol. fedakarlık hep biz kadınlara düşüyor deriz. Ama çok iyi biliriz ki aslında düşündüğümüz çocuklarımızdan önce kendimiziz... çünkü hem maddi olanaklar, hem toplum değer yargıları ile savaşmak ve en önemlisi tüm sorumluluğu tek başına göğüsleyip ayakta kalabilme zorluğu.......... Bunu itiraf etmek o kadar zordur ki kendimize bile.... bu nedenle birçoğumuz böyle yalancı evlilikleri yürütürüz yıllarca... yada yürütmek zorunda bırakılırız..... Bir kendimiz olabilsek... Bir güdümsüz yaşayabilsek.... Cesur ve mert olabilsek.................Aslında o zaman gerçek olacağız...
Şiiri bir kere, hikâyesini iki kere okudum. DOĞRU söze ne denir? Finali nefis bir mısra. Bayıldım. Gönül denizimden 10
Dolaşmıyor artık üzerimde,
Pembe, pembe bulutlar.
Bu çığlık bu serzeniş nesi,
Bu ses evliliğin sesi.
Bu ses körelmiş duyguların sesi.
Nedir bu uyuşmuşluk nice,
Ben böyle değildim evlenmeden önce....
Dudaklarınızdan tebessüm, gönlünüzden ilham, artsın eksilmesin.
Saygılar...
Âlimoğlu
O kadar sıcak ve duygulu, doğal yazmış, hikayeyle de öyle bütünleştirmişsiniz ki; HARİKA! Gönülden 10
Dolaşmıyor artık üzerimde,
Pembe, pembe bulutlar.
Bu çığlık bu serzeniş nesi,
Bu ses evliliğin sesi.
Bu ses körelmiş duyguların sesi.
Nedir bu uyuşmuşluk nice,
Ben böyle değildim evlenmeden önce....
Gülüşünüz yüreğinize kadar insin.
Saygılar...
Âlimoğlu
BU CUMLEDE 'BEN' KELİMESİNE GEREK YOK. ÇÜNKÜ
ZATEN 'DEĞİLDİM' DEDİĞİN ZAMAN 'İM-IM' BEN YA DA BENİM DEMEKTİR.
BENCE DÜZ YAZI YAPSAYDIN DAHA KAPSAMLI VE RAHAT YAZILIRDI.
(DİYE DÜŞÜNDÜM)
YUKARDA Kİ CÜMLELERE UYARSAK DEMEYİZ ....
BEN BÖYLE DEĞİLDİM EVLENMEDEN ÖNCE DERİZ...))
SAYGILARIMLA ŞİİRLE KALINIZ EFENDİM...
sohbetinizi istiyorum dostum ne dersiniz
TÜM YORUMLAR (23)