Ben bir sana çarpıldım
Senin ellerinde güneş
Ben bir sana çarpıldım
Bülbülün güle çarpıldığı gibi
Ey gül kadın sana çarpıldım
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Kumlar uyanır ayak izlerinde
Yere göğe yeter ellerindeki beyazlık
Saçların binlerce pınar
Neden kaçtın uzaklara
çok güzel betimlemeler vardı.
tebriklerimle şiire ve şairine
'Çarpılmak...' Oldukça ilginç bir sözdür...
Düşersin, takılır ayağın, çarpılırsın... Derler ki 'kendi düşen ağlamaz', kalkarsın ayağa...
Dalgınsındır... Belki de kalabalık bir ortamdasındır... Ne olduğunu anlamadan cüzdanın kaybolmuştur cebinden... İşte o anda derler ki; 'bir hırsıza çarpıldın, dikkatsizliğinin bedelidir, ödedin...'
Ama bir başka çarpılmak vardır ki, ne olup bittiğini sen dahil, kimse anlayamamıştır... Gönlünün iğne deliğinden geçip gelmiştir birisi, kapılırsın rüzgarına...
Artık ne yer, ne zaman, ne de mekan önemlidir... Sürüklenirsin peşisıra... Ne kadar uzaksa, o kadar yakar, o kadar yanar için...
İşte şiir de böylesi bir 'çarpılmayı' anlatıyor...
Tebrikler şiire ve şaire...
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta