Ben bir kitabın önsözüyüm

Ben bir kitabın önsözüyüm..
...

Yaşanmış,yaşanmamış
Ya da yaşanması umut edilmiş ne kadar şey varsa
Koydum heybeme
Düştüm yollara..

Zamansız başlayan bir yolculuğun,
Zamanı olmayan mekanlarına gidiyorum şimdi
İlk defa savunmasız,zırhlarıma bürünmeden
Çırılçıplak...!
Yalınayak adımlıyorum zamanı…
Hiç bir şeye dokunmadan,
Hiç bir şeyin bana dokunmasına izin vermeden gidiyorum..

Ardımda kalan ayak izlerim,
Parmak hesabı geçen ömrümün sessizliğine sakladığım çığlıklardır..
Gözlerimde biriken damlalar yaş değil,
Geçmişimden sorulacak hesabın satır aralarıdır..

Başı aşikar,sonu muamma olan bu kitabın
Her paragrafına bir ömrü sığdırdım ben
Geçtiğim her sokağın başına
İçi,noktalanmamış cümlelerle dolu bohçalar bıraktım..
Her seferinde kanadım..!
Kanattım..!
Vardığım her yeni sokağın bir öncesinde
Sahibine ulaşan o bohçalar can yakacak..!
Dokunan her el, noktalanmamış cümlelerimi tamamlayacak..

Ben yolun sonuna geldiğimde bıraktığım son bohçayla
Kitabım tamamlanmış olacak..
Sonra ardıma dönüp bakacağım..
Son bohça da sahibinin ellerine değdiğinde
Kitabımın sonundaki muamma kalkacak
Ve gözlerimde damla olup biriken satır aralarımın hesabı sorulmuş olacak..!
...
Ben şimdi bir kitabın önsözüyüm..
Ey geçmişimin mesulleri,
Size soruyorum:
“ Cesaretiniz var mı beni okumaya? “