İSTANBUL Bakırköy
ben bir yalnız kavaktım,
bizim çayın kenarında.
benimle beraber nekadar çok
kavak sürgünü dikmiş Remzi dede
ne hikmetse tutmamış hiçbirisi
yalnızlığım ozaman belirlenmiş
nice yazlar kışlar devirdim
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Demek şu kıskançlık evrenin her yerine dağılmış...
İşlemiş doğanın genlerine!
Öyle ya.. Kavak bile meyveli olan ağaçları, meyveli olanlar da "uzun ve heybetli" diye kavağı kıskanıyorsa...
Hem de bu olanlar bir başına yaşanıyorsa..
Gerçeği öyküleştiren bir şiir..
Tebrikler Değerli Şaire..
Çok güzel olmuş ablacığım. Hayli ilerleme var bu şiirdeki işçiliğe şapka çıkarıyorum. Güzel ruhundan öptüm... Her daim sevgimlesin...
hangi ağaç olmak istediğimde kavak demiştim. ilginç bir müşterek ama neyin kötüsü :)
öleceksek kavak poleninden ölelim madem. benim için bütünüyle sıla demek çünkü.
hikayedeki Remzi dedenin leylek bahanesi ne hoş...o kavağı yaşasın ister elbette de eski toprak ,söylemez ki.
iyilikler dilerim.
Şiirinizi beğeni ile okudum. Harika çok güzel olmuş.
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta