Uyan gafletinden ey garip yolcu,
Kabristana çıkar bir gün yolların,
Sen ne ilk olursun nede sonuncu,
Yol üstünde ben bir garip mezarım,
Dünya için ağladığım günlerime ağlarım,
Bir ömür boşa geçti, hep nefsime aldandım,
Gitmez bu güzellik, gençliği baki sandım,
Cehlin ateşinde yandıkça yandım,
Yol üstünde ben bir garip mezarım,
Dünya için ağladığım günlerime ağlarım,
Gece gündüz durmadım dünya için çalıştım,
Helal haram demedim malı mülkü kazandım,
Can ağzımdan çıkmadan paylaştı miraslarım,
Yol üstünde ben bir garip mezarım,
Dünya için ağladığım günlerime ağlarım,
Konu komşu öldüğümü duymuştu,
Kimi desinlere ağlayıp, kimi gülüştü,
Tabut ile teneşir birbiriyle döğüştü,
Yol üstünde ben bir garip mezarım,
Dünya için ağladığım günlerime ağlarım,
Kazan ile ılık suyum koydular,
Nazik bedenimi bir bir soydular,
Eşim dostum musalladan döndüler,
Yol üstünde ben bir garip mezarım,
Dünya için ağladığım günlerime ağlarım,
Hani o aslan oğlum, biricik kızım,
Kardaşım, bacım candan yananım,
Öyle çok sevilirken ne çabuk unutuldum,
Yol üstünde ben bir garip mezarım,
Dünya için ağladığım günlerime ağlarım,
Her şey bana yabancı, el oldu sevdiklerim,
Hepsi bir bir unuttu hiç oldu emeklerim,
Gelip geçen yolculardan bir fatiha beklerim,
Yol üstünde ben bir garip mezarım,
Dünya için ağladığım günlerime ağlarım,
O nazik bedenime batıyor taşlar,
Üzerimde karış karış sararmış otlar,
Şimdi tek dostlarım tilkiler, kurtlar,
Yol üstünde ben bir garip mezarım,
Dünya için ağladığım günlerime ağlarım,
Kayıt Tarihi : 2.8.2014 17:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!