ben bir filistinli çocuğum
ismimi sormayın sakın
unuttum
kaç oyuncak eskittim mahalle arasında
kaç arkadaşımı sobeledim
nedir uçurtma yapmanın püf noktası
Sen kum nedir bilmezsin
Deniz görmedin ki.
Yum gözlerini zamanı düşün,
Deniz bir gözünde
Kum bir gözündedir.
Devamını Oku
Deniz görmedin ki.
Yum gözlerini zamanı düşün,
Deniz bir gözünde
Kum bir gözündedir.
hayat seni çok seviyorum ölüm olduğu için .ama zalimce savunmasız insanları katlederek deyil yaşamak yaşam güzel başkalarının yaşam alanlarını daraltarak değil yaşam.zalimin zulmü varsa mazlumun allahı var ebedi hayatta hakkın divanı var emrah gönlüne yüreğine sağlık kutlarım kalemin daim olsun sevgiler
Duyarlı yüreğin güçlü kalemini kutluyorum.................... tüm içtenliğimle ve tam puanımla.....................Saniye Sarsılmaz
duyarlı yüreğine selam olsun sevgili emrah..kutlarım can
Emrah Kardeşim, Değerli Evlat;
Bir trajediyi, insanlık ayıbını, 21.yüzyılın 'vahşetini' başarılı bir şekilde şiire dökmüşsünüz... Doğrusu genç yaşta böyle bir olgunluk umut veriyor bizlere...
Başarılı çalışmanı tam puanla, listeme alarak kutluyorum... Ama bir hatırlatma yapmadan geçemeyeceğim...
Filistin dramı 'siyasetin kirli oyunlarında mağduriyet ve istismar konusu yapılmaktadır, bu durum gerçekten üzücüdür..' Ve Filistin maalesef Osmanlı'ya hem ihanet etmiştir, hemde yıkılışından sonra topraklarını satma basiretsizliğini göstermiştir! Şimdi çekilenler, tamamen kendi hatalarındandır ama ne yazık ki olanlar, iki kuşak sonrakilere işkence olarak yansımıştır!
Filistin konusunda duyarlılık yaratıp, 'siyonizme karşı gibi duranlar', iki yüzlü duruşlarından vazgeçmelidirler! Hem madalya(!)almak, hemde verene karşı gibi durmak, neye benzetilir, iyi düşünmek gerek...
Doğu Türkistan, Hocalı Katliamı, Telafer ve Kerkük karşısında 'kıllarını kıpırdatmayanlar', asla samimi değillerdir... Bu da bizim kanayan yerimizdir... Maalesef...
filistinin acılarını paylaşan yüreğini kutlarım
başarılar seni kutlarım filistinlilerin acısına ortak olan yüreğini kutlarım
Gazzede çocuk olmak.
Minicik yüreği korkuyla çarpıyordu
koca koca demirden kuşlar
küçük misket bilyeler atıyorlardı.
Ama neden patlıyordu bu bilyeler?
Korkuyordu ve; bir anlam veremiyordu.
Ya o koca koca demirden atlar
kurşunları neden hiç bitmezdi hiç susmazdı
sonra daha fazla tutamadı içindekini
sordu anneciğine; Anne!
Kurşun canımızı çok acıtırmı?
Canımız çok mu yanar anne! ! ?
anne; bin asırda geçse unutamayacağı bir acıyla yutkundu
durdu,düşündü; hayır yavrum dedi,
Asker amcalar çocuklar için küçük mermi yapmışlar,
Canın hiç yanmayacak sakın korkma! ! !
Haluk Serdar
tebrikler genç kardeşim gören gözüne işiten kulağına bilen yüreğine selam olsun.
Haluk Serdar
GÜCÜME GİDİYOR BÖYLE YAŞAMAK
Şu anda öyle bir aşk şarkısı çalıyor ki radyo…
“…. Gücüme gidiyor böyle yaşamak..”
Yüreğimde aşkın acıya dönüştüğü bir an’ı yaşattı bu şarkı ve şarkıyı dinlerken okuduğum bu şiir.
Bir zamanlar da BOSNA’da bir babanın kucağında beş altı yaşlarındaki bir çocuğun sallanan kılları ve bacakları ile birlikte babasının dik tutmaya çalıştığı fakat bir türlü başaramadığı omuz hizasından aşağıya doğru sarkan o masum başı ve çocuksu yüzü hiç unutamam.
Kapanmıştı gözleri.
Baba çaresizce koşmaktaydı bir sokak boyunca, sanki Azrail’in peşinden koşuyordu, aldığı canı geri almak istercesine…
Yalvarıyordu adeta, haykırıyordu en tiz sesiyle, gözlerinde korku ve ümitsizlik içinde…
Saniyelerle görünen manzara bir ömür sürecekti ruhumdaki unutulmaz acıların sokağında…
Baba kucağında başı ve kolları düşmüş bir çocuk resmi çivilenecekti ruhumun derin duvarlarında…
Ve bir zaman sonra Filistin…
Sökülmemişken daha acılarım yerinden…
Paslanıp çiviler, düşmemişken o resimler çerçevesinden…
Ve Filistin…
Bir geceye binlerce yakıcı güneş olan bilmem ne bela bombalarla yere yansıyan ve sonrasında yerden göz kamaştıran feryatların göğe yükselişini seyreder olduk sanki çocuk sesleriyle…
Annelerin canhıraş feryatlarına karışan babaların endişeli ve çaresiz iniltileri…
Yerlere serilmiş ümitler, koparılan tazecik fidanların bükülmüş bedenleri…
Ahmet, Hasan, Ali…
Filistin bebeleri…
*
İsim koyuyor anneler babalar, belki güneş doğar Filistin sokaklarına ve her şeye rağmen gencecik bedenlerle büyür ümitler dileğiyle...
İsim koyuyorlar her defasında bir sonrakinde belki var olur diye, unutmak istercesine verdiklerini bir evvelkine…
*
Ahmet desen, Ali desen belki hepsi birden bakacak, tıpkı bir sokak ortasında büründükleri gibi ölüm denen kefene…
*
Yine de çocuk onlar…
Koşacaklar,bir rüzgârın girdabına takılmış havalanan saçlarının hafifliğinde, oyun diye kurşun cayırtılarının kement atan düğümlerine…
Adını oyun koyacaklar kurşunlara gelmenin, ufacık yaralanmaların acısına aldırmadan, birbirlerine üff diye diye…
Ve düşecekler sokaklara, koşarken düşen bir kuş yüreğinin hafifliğiyle…
*
İşte oyunun en çilelisi, en belalısı… En acımasızı ve acısı…
Bir tarafta seyirlik olurken düşüşleri, bir tarafta yüreklere düşer feryatları…
Sorun bu ana babalara, siz ümidi sorun…
Sorun siz bu çocuklara, ölümle oyunun ne demek olduğunu sorun…
Kurşunlara hedef olmanın kahreden çilesini sorun orada yaşayan insanlara…
Sabahı olmayan gecelerin korkularını, endişelerini sorun, ruhu tükenmiş insanlara…
*
Çare diye bir kavramın olup olmadığını orada yaşayanlara sorun…
Bir saniye bile yaşamanın mutluluğunu orada yaşayanlara sorun, son nefesini vermeden, veda etmeden dünyaya…
*
Yaşamanın nasıl bir duygu olduğunu unutanlara sorun…
Sorun Filistinli çocuklara…
*
Değerli Emrah.
Çok etkileyici bir şiir olmuş.
Gerçekten bir şeyleri hissetmeden yazmaya çalışmak, yazılanın doğallıktan uzaklaşıp, yapmacıklığa dönüşmesine sebep olur ve kendini hemen belli eder.
Okuyan da zevk almaz zaten bu tür eserlerden.
Bu şiir öylesine hissedilerek yazılmış ki, sanki orada çocuk olmuş bir yüreğin sesi yansımış dizelere.
Yüreğine kalemine sağlık.
Şiir bütün olarak çok güzel.
Beğenerek okudum, etkilenerek okudum…
Benim de gönül telimi titretti yazdıkların…
Sanırım şiirine fon müziği olacak kadar bir şeyler yazmayı başardım, değerli küçük kardeşim.
Tebrik ve takdirlerimle.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğin olsun.
Sağlıcakla kal, daim ol, daima yaz.
Hikmet ÇİFTÇİ
23.05.2011
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Tebrikler, gayet güzel ve başarılı bir çalışmaydı. 'nasıl bir saflık olduğunu' ifadesindeki saflık sözcüğünün yerine farklı bir ifade kullanılsa daha güzel olacak gibi.
Muhteşem bir empati şiiriydi. Kutlarım tam puanımla + ant. can...
Bu şiir ile ilgili 52 tane yorum bulunmakta