Ben Bilmem / Nesir Şiiri - Taş İskele

Taş İskele
428

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

Ben Bilmem / Nesir

En güzeli masallar değil mi, deli?
Bir varmış, bir yokmuş…
Pas renkli hüzün yaprağında, tılsımı bozulmuş söylenceler.
Nedir bu hüzün?

Var bildiğim yüzün yok masalda, ele avuca sığmaz, uzayda yer kaplamaz içimdeki hüzün.
Var dediklerimiz yok, yok dediklerimiz var, “belki” de.
Sular, ağaçlar, kuşlardan besleniyor esin.
Yokluğa bürünüyor dizeler, ilham perisi var mı, deli?

Yaz be, saçmalar vursun yüreğini.
Dokunsun tenine yokluk, üzme kimseyi.
Aksın gecenin içinde, daha uzağa aksın, içinde biriktirdiğin tecahül-ü arifler.
Alt perdeden çek çıkar, seviyesi düşük tüm duygularını, üst perdeden avaz avaz delicesine suskuya çıkın eyle, damıttığım tüm güzellikleri.

Ellerim titrek, tutukluluk halinden firara telaşlı.
Yürek var, tik tak sesleri zamanın sarkacı.
Nabız diyorlar.
Bir yok’a gönül koymuş yürek.
Gönül, bir yok’u libas bilmiş, rüküş.
Gönül varmış, yürek yokmuş.
Yürek varmış, gönül yokmuş…

Ah ki ne âh,
kapanmış kapı yok,
dövmeye gör biteviye nefesini,
hayat bu.

“Gelmişine geçmişine” sayıp durur iken şarkılar,
Geleceğin, geçmiş olacağı zahir olduğunca,
Geçmişin de gelecek olacağı, bir batında iki doğum olsun.
Elleme, hayat bu.

Ki,
elim yok .
Bir ışık huzmesi yokluğunda hükmü.
Perdeye yansıdığınca yansıyor enerji.
Bir de enerjinin sakınımı kanunu olmasa.
Hiçliğimize biriktirdiklerimizin gizil sayacı tin.
Bir’in içindeki sıfırlar çıkınımızda.
Her bir sıfır
-(ki elle dokunulmaz, gözle görülmez her şeyin varlığı sıfır) -
hiçliğimizden bir yokluk.

Yoksaaaaa,
Yokluk, asıl varlık mı deli?
Var bildiğimiz her şey’e inat.

Bu ne döngü?
Bu ne can eğrisi?
Postulatlardan başlayan yolculuk, yokluktan varış varlığa…
ve
yola çıkış yeniden yokluğa.

Her teğetten, her defasında merkeze dik inmeler.
Bu düşe teğet geçen yakaza halin, hayat mı merkezi, düş mü merkezi?

Elleme geçsin,
düşünden firari,
en teğet düşkün sevdalar
yalan rüzgârından.

Hüzzam kendisini yadsıyor.
Lirik gözler yolcusu içine.
Besleniyor dudaklarının kenarına biriktirdiği si perdesinden.
Segâh bir durak ile başlar, her defasında makam-ı hüzzam…

âh ki ne âh.

Nedir bu hüzün?

Saç, saç.
Saçma dersem, düşüm üşüsün.
Gözümün gör kuyuda suyu kurusun.
Közüm sönsün içimde.
Küllerim savrulsun,
a’mak-ı hayalden gökten üç mavi düşsün,
hazan yaprakları uğramaz olsun gönül kuyuma…

İşte böyle,
En güzeli masallar.
Bir varmış, bir yokmuş…

Gerçeğin peşinde,
kendi kitabındaki masalına düşmüş deliler,
bir’in varlığı ya da bir’in yokluğu…

Yetsin gari, kıvrıl içine.
Gerçekle sıva bedenini,
dekor,
kostüm,
ses,
ışık ve senaryo…

ve de motor!

âh ki ne âh.

doğru çok, gerçek tek dedik ya,
Bilme deli,
Sakın bilme.

“Ben bilmem !...”

Taş İskele
Kayıt Tarihi : 14.12.2022 13:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Taptuk Emre'nin, Yunus Emre'ye öğrettiği ilk zikir olduğu rivayet edilen "Ben bilmem." zikrini birlikte tefekkür etmeye çalıştığımız can'a ithafen yazılmıştır.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Taş İskele