Senin mürşide neyimiş ki, nasihatın da?,
Ben irşadını geceye nur olurmu diye almaya geldim?
Yüreğimde cerihama merhemmi acep didarın senin yahut ne çaredir diye sormaya geldim
Benim nefsanimde kara budak gibi bir niyet torbası asılı dursa da her gün
Bir ayalık torbaya bende zerreler gibi olupta dolmaya geldim.
Hangi kelam, dövme taşında hamur edilmiş te, bundan pareler kimbilir?
Beni benden ayırdıktan sonra kapına cerihadan mustarip bir fani kul ettin,
Bu nedendir diye bir öş saatinde sormaya geldim,
Sonra bir dirlik vereyim deyince arada bir lokma hırkaya reva edildim,
Her parça toprakta gülen çiçeklerle seni andım,
Hazanda kabuklara sarıldım ki bu mevsim müddetince seni aradım içinde,
Ne çare, bahar bir gün erken gelince, hazandan mahzun olan gülüzarı bulmaya geldim.
Benim lafzımda alevlere sarılarak giderken akıbet,
Bir maslahata fal ettin beni felek,
İstedimki bu teccal velvelesinden hakkımı helak etmeyesin ey bahtım,dünya durdukça sende kalsın;
İtikadın yok, lâkin, senin yazın benim bahtım olsun istedim,
Hangi sinede göz yaşlarından akmayan olmaz?
İllaki göz yaşları akınca yere düşmeyen olmaz
Ben bu yüzden her damlayı,kirpikler altında tutmaya geldim.
Şimdi sevdiğimi bana ver, cisemlerle yıkanmış gibi bir bağı gülizar olsun,
İstersen, onu sevmekten her secde kadahrında sorgula beni,
Ben hangi güne leyli getireyimde güzelliğin örtüle senin?
Bunun mutlak inkarı olsun ki sende güzelliğin beni yaktığı gün,
Ne desemde mehtabın nazı çekilsin ki, bir fesada hacet olmasın geceler,
Hasedin azmi kırılmadıkça rücu ettim sevdaya hicabımdan demeye geldim.
Bugün yürüsem , şu yaramı zaileki; ufkun ötesi durmadan davet ediyor,
Asıl beklediğim, açılan mehtap günü gelmendi senin,
Senin güzelliğinin savrulduğu dünya kimin rafında duruyor?
Bir karaltıya saklanan dünyayı bu ömür içinde bulmaya geldim,
Senin nurdan çehren içinde gecelere yazılan adın kalmasın;
Bir kaç güne kalmadan gelirsen burada benim menzile,
Menzilleri aşarsan arşın üstündeki "ünzile" gel ;
Senin gibi cennetteki huriye, Hüda'nın rahmetine "samet" diyorum,
Her menzilde molamı verdin de, tebessümün gözyaşlarına mendiris olmuş?
O zaman neden bana bakacakken gözlerin birden kahrolmuş?
Hangi meali alanda olursa olsun, göz yaşların düşerken tutmaya geldim. _
Senin olduğun yerdeki mihraba akseden adındaki dalga dalga yankılı sesin,
Bir günahın demine bakıpta, hangi aşkın vebaline beni muarız düşündün?
Halbuki benim çileme karşı duran anca senin bu "neziha" tebessümün,
Duam olsunki;,bana ellerinle çağrışın göz yaşına dokunmadan
Sevdan bende var oldukça sen çilemsin demeye geldim
Enver Ünver
26.3.2018
19.59.
Kayıt Tarihi : 5.5.2018 13:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!