Çünkü onlar doğru düzgün yaşamadı, ben dibine kadar sevdim…
Ben aşkı şairlerden çaldım,
Çünkü onlar hep yazdı,
Ben ise gerçekten yanarak yaşadım.
Nazım “Seni düşünmek” dedi,
Ben seni düşündükçe maaşımı unuttum.
Cemal Süreya “üç kere sevdim” dedi,
Ben her defasında aynı kadına yenildim.
Turgut Uyar geceyi anlatırken,
Ben gece nöbetine kalmıştım aşkın başında.
Edip Cansever susmuş,
Ben konuşacak hâlim kalmayınca şiire dönmüştüm.
Ben aşkı şairlerden çaldım,
Çünkü onlar dizeyle anlatır,
Ben gözlerinin içinde boğulurken kelime seçemezdim.
Sen bana “söz ver” dedin,
Ben dilimi yuttum…
Sen “unut” dedin,
Ben hafızamla küstüm.
Çay söyledim, demli;
Sen söyledin: “Matcha latte.”
Ben aşkı kahvede buldum,
Sen menüde kayboldun.
Şairler susunca,
Benim iç sesim bağırmaya başladı:
“Bu çağda sevmek,
Suyun altında bağırmak gibi…”
Ben aşkı şairlerden çaldım,
Çünkü onlar rakı kadehinde boğuldu,
Ben senin sessizliğinde.
Onlar sevdiklerini hep uzaklarda sandı,
Ben seni yanı başımda,
Ama bin yıl ötede hissettim.
Ve şimdi?
Ben aşkı şairlerden çaldım…
Ama ne oldu?
Sen gidince şiirler geri geldi.
Ve ben fark ettim:
Aşk aslında şiirin ta kendisiymiş,
Ama her zaman şiiri yazan, seven olmuyormuş.
Kayıt Tarihi : 2.7.2025 19:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!