BEN ANADOLUYUM
Ben Anadaoluyum.
Elleri nasırlı bir ananın oğluyum.
Kundağa sarıldım.
Höllükle büyüdüm.
Çamurla oynadım.
Küllükte büyüdüm.
Hasır yastığım,
Yün döşeğim vardı.
Evimiz kerpiçten duvardı.
Babam kireçle sıvardı
İki odalı bir salonlu, oldukça dardı
Ben Anadaoluyum.
Elleri nasırlı bir ananın oğluyum.
Zannatme ki nazınan büyüdüm.
Üstümüze yağan tozunan büyüdüm.
Beş kardeştik, iki erkek; üç kızınan büyüdüm.
Katığımız ne pasta ne börek ne de kekti.
Yemek yediğimiz kap bile tekti.
Yemeği beğenmeyenin hakkı kötekti.
Erkeklerin pantolonu kaputtandı.
Kızların eteği büyüklerden artan çaputtandı.
Çaput dedikse basma, pazen
Bir pantolonda kırk yama olurdu bazen.
Ben Anadaoluyum.
Elleri nasırlı bir ananın oğluyum.
Kovalamaca oynayıp birbirimizi tutardık.
Sokaklar dolusu çığlık atardık
Miskette hem ütülür hem üterdik
Yakartop, çelik çomak, topaç oyunumuz.
Ne ineğimiz eksikti ne de koyunumuz.
Öğle vakti gelince
Dağdan inerdi koyun, eve dağılırdı.
Kova kova süt sağılırdı.
Çömleğe peynir basardık.
Sızgıtları dondurup mağa asardık
Buğday zamanı damları kavsarayla kasardık.
Pekmez için taş havuzda üzüm ezerdik.
Artan üzümleri mağda urgana dizerdik.
Doraklarda yoğurt saklayıp
Peyniri taş altında süzerdik.
Ben Anadaoluyum.
Elleri nasırlı bir ananın oğluyum.
İşler imeceyle görülürdü
Sütler öndüçe verilirdi
Dama bulgur serilirdi
Tandırda yufka edilirdi
Parasız yardıma gidilirdi
Bazlama, börekti o günkü aş
Akşama dek bitmezdi telaş
Son çay içilirdi eve dönmeden
Kavurga kavrulurdu tandır sönmeden
Sabah, öğle, akşam boş değildi çeşme başı
Gügüm ve helkeyle eve su taşı
Çeşmenin havuzu çaputla tıkanırdı
Tokuçla çamaşır yıkanırdı
Şaşmaz, Çiti, Arap Sabunu
Her hafta yıka şalvarı, donu
Her yıl tiftikle döşek için yünü
Bir gün boş değildi kadınların günü
Ben Anadaoluyum.
Elleri nasırlı bir ananın oğluyum.
Elimizde bazen tırpan bazen nacak
Ot biçetdik çayırda kucak kucak.
Yazın gün boyu harmandaydık.
Ensemizden eksilmezdi sıcak.
Anadutla deste deste sap toplardık.
Sapı, sala yığar, urgan çekip, dirgen saplardık.
İş bitince düşmeyelim diye aşağı atlardık.
Düven sürerdik döne döne.
Tığ savururduk yana yana.
Değişti devran zamanla
Patosla tanıştık heyecanla.
Düven unutuldu
Atların yerini aldı motor.
Düvenden kurtulduk derken
Patos daha da zor
Kara patos sık sık kasnak atardı.
Bir saatlik iş beş saatte biterdi.
Yazın millet harmanda yatardı.
Ben Anadaoluyum.
Elleri nasırlı bir ananın oğluyum.
Kışlarımız tipi, ayaz...
Ne kömür vardı ne de gaz
Tezek biriktirirdik bütün yaz
Önce saman sobası,
Ardından kovalı, sonra tuğlalı...
Yerden yükseğe kurardık yanmasın diye halı.
Kışın her evde duman tüterdi.
Bir soba her odaya yeterdi.
Anam sobada fırınına patates atardı.
Kedimiz soba dibinde minderde yatardı
Sönünce soba günde beş kez harlanır.
Üstünde gügümle ıbrık buharlanır. Ayda bir borusunu çırpmazsan
Randıman vermez darlanır.
Kışın boş kalmaz soba başı.
Sini sini yapılırdı arabaşı.
Sıcak çorba hamurlar yutulurdu kaşık kaşık.
Ben bir daha gelmeyecek o günlere aşık.
Bir bir kayboldu mazi
Ne günler, o günler
Ne tarlalar, eski arazi
Köylüm, teker teker şehre göçtü
Doğallık bitti, verim düştü.
İşte bu yüzden,
Ben kaderine terk edilmiş Anadoluyum
Eli nasırlı bir ananın gurbetteki oğluyum.
15.04.2020.Kayseri
Veli Akca (Ağca Ozan)
.
Veli AkcaKayıt Tarihi : 15.4.2020 08:50:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Veli Akca](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/04/15/ben-anadoluyum-34.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!