Ben aLperen’dim Şiiri - Yorumlar

Alperen Karadağ
76

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

İç hesaplaşmalarla geçmez bir ömür. Hatalar üstüne kurduğum hayatımı, şimdilerde yalanlar ile beziyorum. Aynalarda kim olduğumu sorduğumda ise karşımda gördüğüm yanımsamaya, “yolunu kaybeden” cevabı kapı gibi yüzüme çarpmakta. Yoldan kasıt, kaybetmekten kasıt nedir yada nasıl bir şeydir. Cevapsız bir avuç soru işaretinden ibaret yaşadıklarım ve her soru işaretinin çengeli asılıdır boynuma ilmek gibi.

Yaşamak için öldürmek gerektiği vahşi doğada bir kanun niteliğinde. Oysa medeniyet içinde yaşamak için “yalan söylemek” artık bir kanun nezninde... Özgürce yaşamak, yaşamak istediklerini yaşayabilmek adına söylenmese “yalan” lar, ruhlar kirlenmese kokuşmuş asılsız cümle öbekleri ile belki de hayatlar, dünya çok daha yaşanır ve güzel olabilirdi. Tiksintiler baş kaldırdı son günlerimde. Artık olanları olduğu gibi kabul etmemek için inatlaşıyor ruhum. İnandığı sadece varolan bütün insanların birer maske ardına gizlendikleri ve herkesin birbirinden gizlediği yaşamları, bu yaşamları sürdürebilmek adına söyledikleri onca “yalan” ları…
Her ayrılığın yada her acının sonunda nedendir bilinmez bir yalnızlık bekler insanları. Bekleyen yalnızlık mı yoksa insan mı bekler yalnız kalacağı anı… İnsan neden yalnız kalmak ister ki? Yada neden tüm sevdiklerinden, tüm isteklerinden, tüm güzelliklerinden, tüm huzurundan uzaklaşmak ister ki? Yoksa ona zarar veren tüm hayatı boyunca elde etmek için peşinden koştuğu, çabaladığı, ömrünü adadığı, ruhunu koyduğu olgular, duygular, yaşamlar, yürekler, bedenler mi? Hiç fark ettiniz mi bilmem ama en çok mutsuz olanlar her şeyi olanlar ve en çok yalnızlığa ihtiyaç duyanlar hayatında birçok başarıyı elde etmiş insanlar… Evi, işi, eşi, dostu, sevgilisi… Ama her şeyi olan insanlar. Açgözlülükten, hep bencilikten başı dönenler… Oysa hiç birşeyi olmayanlar? Aza kanaat etmesini bilenler? Hep şükür etmesini, ya sabır çekmesini bilmişlerdir ve mutludurlar o küçük penceresi olan tek odalı evlerinde birbirlerine ısınmak için sokulduklarında. Onlar yalnız kalmak değil aksine daha çok karışmak isterler kalabalıklara… Arkadaşları olsun, dostları olsun, akrabaları olsun isterler. Hep birbirlerine destek çıkmak isterler. Yalan nedir bilmezler ve yalandan kurulu yaşamları yoktur. Olmamıştır. Saflıkları yüzlerine bir ışık gibi düştüğünde anlarsın mutluluklarının sınırsızlığını. Hiç maskeye gereksinim duymazlar. Neyse odurlar bir yerde. İşte doğanın dengesi. Birinde mutluluk alabildiğine ama yemeye aşı yok, birinde yemeye aşı alabildiğine var ama mutluluktan zerre bir şey yok.
Böyle bir dünyada mutluluğu aramak, böyle bir dünyada huzuru bulmak, böyle bir dünyada aşkı doyumsuz, hoyratça ve korkusuzca yaşamak… Yalanlar söylenmeden, maskeler takılmadan, ruhlar kirlenmeden var olabilmek… Hayalden ibaret artık.
Tiksindim artık yalanlar üzerine kurduğum dünyamdan. Özümü yaşamak, kendimi bulmak istiyorum artık. Yalnızlık bana göre değil. Bana göre değil bunca çirkinlikleri görüp kabul etmek ve üstlerini “yalan” larla bezemek. Bana göre değil dert tasa çekmek, sorunlar yaşayıp kahır çekmek. Bana göre değil aşk acısını en derinlerde soluksuz çekmek. Bana göre değil “yalan” söyleyerek ruhumu kirletmek, bana göre değil sevdiklerimi, isteklerimi rafa kaldırıp yalnızlıklara teslim olmak… Ben yalnız kalacak kadar zenginim, ne de mutlu olacak kadar fakir. Ne alabildiğine mutluluklarım olacak, ne de alabildiğine aşım, malım… Ben ne bir bozacıyım ne de şıracı. Ben alperen’dim. Artık hüviyetimi geri istiyorum. Artık benliğimi geri istiyorum. Artık ben “ben” olmak istiyorum, ne az ne çok sadece olduğu kadarıyla…
Bedenim günlerce uçmuş bir göçmen kuşun titrek, ürkek bedeni gibi yorgun ve bitkin. Göz kapaklarıma düşen ağırlıktan dolayı yarım pencereden seyrediyorum yaşamı. Düşmüş suratım yerlere yeni yeni fark ediyorum. Çok yorgunum. Bırakın konuşmayı, yaşamaya dermanım yok gibi. Geçmişe dönüş, öze dönüş belki de içimdeki ruh hali. Ergenlik dönemlerinde aşk tecrübelerinden aldığım darbeler gibi içim acıyor. Oysa ben hepsini geride bırakmıştım. Oysa ben o acılara alıştığımı düşünüyordum. O günlerde sevgiyi, aşkı, dostluğu, sıcaklığı birbirine karıştırırdık. Sonrada kanardı yüreğim. Anlayamazdım neden bu kadar canımın yandığını. Sonra sonra öğrendim, aşk acısıydı bu içimdeki yangınların adı… Çektikçe olgunlaştım, yandıkça şekillendim. Bu yüzdendir ki ölümüne sevemeyişlerim. Bu yüzdendir ki ilk fırtınada darmadağın oluşum. İlk kavgada kaçışım. İlk göz yaşını gizliden gizliye içime akıtmalarım. İlk darbede dünyaya küsmelerim, içime kapanışlarım…

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta