Gece çalarken denizin mavisini,
utanma duygusu yitirildi.
Tüm karanlığıyla
bütün suçları örttü
ve sabaha bir şey bırakılmadan,
temizlendi,
Düş gibi,
uyku gibi işliyor gece,
tenime.
Gözlerime.
Direnmeliyim diyorum,
direnmeliyim var gücümle.
Yaşadığın şehri düşünüyorum,
o şehirde paylaştığın an'larını.
Yüzüne çarpan yağmur damlalarını.
Kilit taşlı sokaklarını.
Papatyaları.
Ve
Kaç yüz yıldır burada böylece
bir katatonik gibi duruyorum.
Zamanın neresindeyim?
Bugün hangi yıl?
Çürüyorum...
Neden oynuyor ki ayrı ayrı
götünüzle başınız?
Yerinizde
sabit duramıyorsunuz.
İyi günde yanımda
göbek atıyorsunuz da,
Bazı içkiler
ve bazı şarkılar
giyotin gibidir.
Bazı kadınlar da öyle...
...
Sonu denize açılan yollarda sürelim arabayı.
Basitleştirilmiş bir kimlikle,
yeşillikler içinde yaşayalım mesela
ot gibi.
Azmedersek ve kök salarsak eğer,
biz de zamanla
Kaygan zeminlerin,
içi sıcak içeceklerle dolu lanet karton kahve bardaklarının,
yazılı - yazısız uyarıların hiçbiri umurumda değil…
+18 yaşanmışlıkların da…
Testislerimde sert bir tekme gibi yokluğun…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!