Yağmura fırlatılmış bir sineğin sesi bu
Kanat sesi,yıldırım sesinden gür
Usturlabı kırılan gönlüm yalpalıyor boşlukta
Uzay boşluğunda toz zerresi benim varlığım
Ve yeri gelince çılgın denizin divane feneri…
Tamarra’nın tuttuğu çıra bazen
Baldan koparılmış bir mum
Bir zaman ölüme susamış pervane-i şem
Şems’ini arayan bir karanlık yığını
Sular içinde çırpınan bir kaktüs…
Ben kendimden başka her şeyim
Yolunu yitirmiş bir karıncayım
Suskunluğu içmiş bir mataranın kuru dibiyim
Uçurum kenarındaki sürüde bir koyun
Tutsağın prangasındaki kilidim
Bir martının yakaladığı balığım okyanusta
Okyanusu göklerden görmek bana nasipmiş
Hangi balık görmüş ki yüzdüğü denizi?
Kelimeler kaynıyor beynimdeki deryada
Araf’ta kalmış en son yolcuyum
Sırat’ta tökezleyen bir koşucuyum
Ben dünyaya gönderilmiş bir sürgünüm
Yasak elmayı düşürdüm dalından
Bir abidenin parçalanmış yazısıyım.
Ben kendimden başka her şeyim
15.10.2010
Ankara
Mehmet Çağdaş Küçükduman
Kayıt Tarihi : 11.6.2013 19:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!