Ben kendimleydim sissiz ve hissiz bir gece dönüyordu kalbimin kışlasına
Yalnız ve metruk ve kamil ve meczup
Dört mevsimi birden soluyordum
ışık bahçelerimden çekilmişti
Kuyularda aksini ispat edemeyen yabancı bir cisim gibi sahipsiz
Ve bir münzevi kulübesi gibi tere kesmiş buharlı camlarıyla
Dikiliyor karşımda çocukluğumun beşparmak dağları
-ki hep yüzüme düşmüştür gölgesi sabah teneffüslerinde-
Ben kendimleydim kendimde değilken bile akşamı duyuyordum
kuleleri seçiyordum taş duvarlar üzerinde cirit atıyordu gölgeler
geçersiz savaşların namağlup savaşçısıydım
kimseler görmüyordu cismimin altında yanan ormanları
kanamalı külüstür bir yürek atıyordu bedenimin dışında
dön başa...dön başa bir daha dinleyelim
zamanın dipsiz ve ışıksız o kadim sesini
istop etmiştim ruhumun derinliklerini ücra bir fundalıkta
Ben kendimleyim sabrımın serhat boylarında kalelerim düşüyor
Ben kendimleyim kurşuni bir akşam inerken şehre gözbebeklerim üşüyor
Ben kendimleydim sizsiz ve sissiz bir gece kenarında
İstop etmiştim maziyle beslenen şadırvanımı
Kadırgalar rüzgar yiyordu uçsuz bucaksız kendimleydim
İnce perdeden keman sesi örtüyordu üzerini vehametimin
Dön başa dinleyelim bir daha
Dön başa yeniden çıkalım kerevetine
Kırmadan kiremitlerini erilmiş muratların
Kayıt Tarihi : 26.9.2006 16:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)