Durum muhakemelerinde kendime verdiğim cezalar var.
Karanlığıma ışığını tutan ne varsa gözlerimi aldı benden.
Gönlüme giydirdiğim ne kadar elbise varsa hep dar geldi.
O benden içine tüm dünyayı sığdırabildiği boş bir çuval istiyormuş meğer.
Değerli veya değersiz ne varsa harmanlayıp içine katıp beni onlarla karıştırdı.
Benliğin dar düğmelerini iliklemek isterken tümünü kopartıp attım.
Berrak yaz gecelerinde yıldızları toplamak istedim gökyüzünde.
Ben hep imkansızı isterim ya neyse.
Kendimi sınarken tüm değerlerde ne kadar değersiz olduğumu anladım.
Zedelenen onurumu tamir ederken kanadı gözlerim.
Kan canağına dönen gözlerimi gecenin siyah ırmağında yıkamanın telaşıyla göz yaşlarımı yollarda yitirdim.
Tek artı değerim ard niyetli bakışları sırtım dönükken bile farkedebilme yetim.
O yüzden yetim bakar gözlerim.
Bir yetimin masumiyetindeki ezik bakışlarıyla savrulmanın harmanında.
Ben ıssız ormanları çok severim mesela.
Orada ben kendi kayboluşlarımda kendimi bulurum.
Orada ben güneşin değerini anlayıp, sarmaşıkların agaçlara tutunarak güneşe ulasmak için çabalarını izlerim.
Orada tüm medeniyet yabancıdır bana ve ben yeniden doğuşu hissederim.
O yüzden hasretin idealle birleşince ne büyük bir güç oluşturduğunu bilirim..
Bunun için ormanlar büyütüyorum içimde, duygu pınarlarıyla sulayıp.
Sevgi ormanlarına pek yağmurlarda düşmez.
Duygu pınarlarım kuruduğu an bitmişim demektir.
Benli cümleler kurmaktan sakındıkça kelimeler boğazıma dizilip boğuyor beni.
Hep ben demenin utancıyla benliğimi hapse atıp kör karanlıklarda cezalandırmak istiyorum.
Ben artık bensiz yaşamak istiyorum.
Tüm dogmalarımla, gerçeklerden uzak.
Kayıt Tarihi : 6.7.2023 01:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!