Çizgisizim ve tutarsız,
ve maymunlar sahneye girdi, başlasın cümbüş.
Hayatın akışına aldırmadan mızıka çalıyor baykuş.
Memnun olan koyunlar aynı izahta, talimatla ellerini çırpıyor.
Ya o kahrolası senfoni!
Nedenini bilmeden, çalıyor gelişigüzel.
İşte, kızarmış tavuğun hikayesi,
tüylerini çıkartarak giriyor denize.
Sokakta üstü başı yırtık, ayağında terlik,
sesi cılız bir filozof,
kedilerin tadını kaçırıyor..
bağırıyor boşluğa.
Erken kokan, karaya vurmuş bir balık;
ölüleri rahatsız ederek dişlerini gösteriyor hayata.
Artık karanlık erken çöküyor kaybolan bu şehre.
Sıcaktan bunalan sivrisinekler adeta yorgun.
Kana doymuyor bu kokuşmuş toprak,
doyumsuzların iştahını kabartarak.
Islık çalıyorlar, ıslıklar...
Kalabalıklarda mendil satan çocuk neden gülümsüyor?
Oyun bozuldu diyor silindir şapkadan çıkan kara tavşan.
Gözlerinin içine bakıyor, sihirbazın gözlerine...
Yıldızlar artık hızlı düşüyor uzay boşluğunda.
Sessizlik çöküyor, uğultular azalıyor.
Çizgisiz sayfalara şiir yazan aşık,
tutarsızca el sallıyor.
Kayıt Tarihi : 15.7.2018 00:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!