'belki' ülkesinden bir kadın çıkar bir gün
içimden yükseleni kafama çivilemekten vazgeçme dolayında
ha siktir rüyamdaki ak sakallı dede!
ben senin çocukluğunu bilirim
tüysüz yüzüne kömür sürdüğün günleri
'belki' ile bir kadın ne zaman yan yana durmuş ola
kalaycılar çarşısından çıkmayacağım diyorum
yöresel tabiri peresenkledim dilime:
'bundan kelli' dede
bakır tencerelerinizi getirin bana
çekici her eline geçiren çakacak çivi aramaz ya!
çivi sizde kalsın
boş levhalar da bul masal delikanlılarına
bilirim senin zehirli dilini:
unutma, 'memeonto mori'
ben
tencerelerinizin kıçına ezeceğim şamatalarınızı
hele bakın ne biçim usta oldum kalaylama sanatında
dede sen mavallarını kırmızı başlıklı kıza anlat
ne zaman ki yüzümdeki kömürü kalaylarsan
belkio zaman
kalycılar çarşısındaki yalnızlığımdan çıkıp
beyaz bir kadın için beyaz atımı koşumlayacağım.
söz ki kara toprğa dede
o vakte kadar alayınızı kalaylayacağım!
Kayıt Tarihi : 27.4.2011 00:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikaye yok. Anı var!
![Mehmet Dokumacı](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/04/27/belki-kalaycilar-carsisi-2.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)