Ben bu aşkın failiyim, sense fiilisin,bu yüzden bütün belirteçler seni belirtir.
-Yürek sızılarından eylemsiler oluştu.Bütün belirteçlerin sahibesi oldun.
-Bir eylem gibi oturdun durumun, zamanın, yer yönünün, miktarın ve soruların.
-Çeşit çeşit olup belirtiler seni aşktan önce.
Haydi içimde uyuyan zaman oldum. Ne zaman sorusunu sorduğumda cevaplarım belirtti seni.Sen aşksın,sen fiilsin.
-Dün seni özlem tohumlarında uyandığını gördüm.
-Her sabah filiz olmanı bekledim, baharlar aşka doğarken.
Bir gün t’aşırır yüreğimi sensizlik. Bu sabah son damlanı akıttığın fotoğrafına baktım. Her dem ben de ağladım; ama bu aşk için ağlamak en çok sana yakışıyor Dilbeste.
-Durumun nitel ilgine bağlıdır. Nitelik bildiren sözcüklerin söz annesi gibi çekiyorsun durum belirteçlerini.
-Nasıl sorusu buldurmaya yeter.
-Sen nasılsın? Asıl senin nasıl olmandır.
Haydi ,hazanlarımı nadaslarıma güzelce güm.
Tok olduğum yalnızlığın sofrasından güzelce kaldır.
-Güzel düşle, özel işle, sevginle sakla yüreğimi.
Göğsünde uyut nasıllarımı. Nasır tutmasın sana koşan özlemlerim.
-Bir damla daha gelsin .Güzel gülüşüne sonsuz düşlerin eklensin.
Her yön sensin, her yer sen, hatta her yar sensin.
İleri, geri, beri, doğru, içeri, dışarı, aşağı, yukarı.. sonu eri,arı ekleriyle beni aşk yönüne arı yaptın.
Çiçektin, bense arı seni arıyordum.
Aşk için içeri gelişin içtendi.Dışarı çıkışın hüznün gereğindeydi.
Sol yapıp sol yanımda kaldın. Aşağı giden Leyla idin.Yukarı gelen Şirin. Her aşk , aşkına kadimdi.
-Geri gelişin Manas kadar manalıydı. Beri gel ki ruhundaki magmandan buzullarıma miktar olsun .Nitel acılardan arındırsın.
-Azlığın çokluğuna nicel yakınlar sunsun. Miktarın artsın yüreğimde.
Ne kadar sorusu sana olan tutuluşun miktarını verebilir; ancak sen bütün büyük aşkların eşkalisin, bitmezliğin bundan.
-Benim kadar seversen eşitlenmiş oluruz.
-Oysa ben daha çok sevdim. Üstünlük Mecnunluğuma hediyeli bir saat gibi işlendi.
-En çok güzel sözlerinden sonra ela gözlerinin de o sözlerle ışıldamasını özledim.
- Çokça, çok, pek çok, çok az, gayet, fazla, fazlaca, epey gibi aşırılığın sözcüklerinde sana olan aşırı tutkum arttı.
*Çok istedim bir gece ansızın sızılarını bıraktığın odama gelmeni.
*Fazlaca aldandım sahteliğini korsan aşk kumaşlarından alan güzellerin şıklığından.
-Epeyce yaklaştım bahtın en serin sularına. Gayet berraktın, oldukça sevimli bir yunus gibi sokuldun sol yanıma.
*Islandı aşkın ummanlarında umutlarım. Olağanüstüydü ilk ve son bakışın.Hep oradayım, hep arada kaldı sevda yarim.
*Şimdi nasıl gideyim bu sen olan yürekten?
Neden ağular içirdin ahlarım göğüne değerken?
Niçin yaralarımı sağaltın? Ne diye nisyanlarımda azaldın?
Ne kadar ağladın benim için? En son hangi damlanla konuştun.
-Bu vicdanı kurumuş aşk ermişini ne zaman ıslatacak sevgin ,özlemin ya da nefretlerin.
-Ne zaman bitecek bu büyük aşkın dilemedikleri.
Haydi, dil dil ağına düşler besteledim. Haydi çağır beni ilk çağırmandan daha içsel sesle.
-Haydi, sar beni ilk sarıldığın gibi şiir şiir, gül gül, aşk aşk, sen sen Dilbeste.
Kayıt Tarihi : 19.11.2011 22:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!