Duymuştum bu cümleleri, fikrimde “karışmış” değil.
Ruhun, ruhuma aşina… Varlığım gayrında değil.
Yastığa başım koyunca, aramam ben de rahatı.
Çözmedikçe sırlarımı, gözler kapanası değil.
Belirsiz kalabalığın, bilinmeyen “jılt” nesnesi.
Nereden aldın bakalım, delice sormak hevesi?
Bunca sualden murattır, kişi kendini bilmesi…
Kim ki kendisini bilmez, gözü uyuyası değil.
Uğraşırken mutluluğu, keşfetmeye kitap kitap.
Bir cümle… Ya da bir sihir, sardı bütün benliğimi:
“Sen zaten bir girdaptasın; arama, dur, başka girdap! ”
Bu cümleyle dışa vurdum, gizemli deliliğimi…
Fırçanın hür renkleriyle kaç esaret değişecek?
Kaç kişi tuvallerinden, yeni renkler keşfedecek?
Belki birkaç yıldan sonra, ismin de bilinmeyecek.
İnsan kendini bilmezse, başkası bilecek değil…
Ben saklı cennetlerimi, tam da kendimde ararım.
Bulamazsam sırrımı ben, dokunmaz dosta yararım…
Ben ki kendim bir hastayım, devalarımdan sorarım.
Kendi devasın bulmayan, ellere olacak değil.
Kayıt Tarihi : 20.8.2010 14:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!