Belirsiz Bir Durum

Belirsiz Bir Durum
Sonraya kaldı artık ulu bir gücün bizi bir araya toplayışı
Sonraya kaldı artık büyük bir kuvvetle bizi dağların yankısından da uzak kılışı
Sonraya kaldı artık çöplüğün etrafında sinekler vızıldarken bir ıslık çalmak
Sonraya kaldı artık şöminenin içindeki odunların küllere dönerken aldığı renklerin
anlamlarından anlam çıkarmak
Sonraya kaldı artık huzurunda gezdiğimiz zihnimizin yalın çıplaklığında sayılı günlerin peşi sıra aktığı tuğlaların kiremitlerin yol kenarında durduğu gibi umudu
Sonraya kaldı artık küskünlükleri cıvıltılarında unuttuğum kuşların her güne bir türkü tutturuşu
Sonraya kaldı artık aramıza aldığımız yabancı bir çiçeğin elimden tuttuğunu sandığım bir aşk sancısı ile uyanışı tüm renklerin
Dayanması bize doyasıya koşan çocukların sıkıntıyla yazdığı şiirlerin bir yol ayrımında iki soruya takılışı
Sonraya kaldı şapkasıyla atkısının benimkiyle uyumunu her bir güne ayrıca sorduğu gibi bir emin bakışı Sonraya kaldı yalnızlığım haricinde kimsenin bilmek istemediği bir sevimli kader çizgisinin her yanında beni arayışı
Sevmesi bizi böylece kabul etmesi ile birlikte bir telefon alıp şakadan da olsa gönül almak için
Sonraya kaldı bizi güçsüz kuvvetsiz de olsak yakalayıp ayağa kaldırışı
Önce sordular bize demek için siz biraz durun
Arada olanlar kaderden sizinkisi belirsiz bir durum