Belirsiz Şiiri - Yorumlar

Yön verirlik, önyargıları ve bilmezlikleri şekil kılıp net olmayan konuları dine söyletip dayatma olmamalı. Hele toplumsal sözleşmede, hiç yeri olmayan, konu olan inançsal söyleşiler, anayasaların hiç konusu olmamalı. Toplumsal sözleşmeye aykırı.

Toplumsal sözleşmede herkes vatana, vatandaşa ,yasalara, güvenliğe vs. sahip çıkmak zorunda mecburiyetinde. Ama her vatandaş herkesin inancına, ne karşı çıkmak, ne de sahip çıkmak zoru ve mecburiyeti yok. Sadece birbirine saygılı olmak ve hoş görür olmak durumları söz konusu. Ve toplum nizamına aykırılık olmadan istediği gibi yaşama güzelliğidir. Eğer herkes, ister inanlı ister inansız olsun, inançlarını yasallaştırırsa o ülkede hiç bir şey olmaz. Çünkü bir başkasının inancının topluma ne dayatacağı, hem belli olmaz, hem dayatıların, önü alınmaz.

''İnancın yok ise her şey mübahtır
Sünnetin belirsiz farzın belirsiz''


Herkesin bildiği Marx inançsızdır ama insanların mutluluğu için, ama doğru, ama yanlış, heba olmuştur. Her şeyi mübah görüp sorumluluktan kaçınmamıştır. Yani bu sorumluluğu duymuştur. İnsani vasıflar için inanç gerekiyorda senin benim anladığım anlamda değil. Bu genel amaçlı sorumluluk. Birde Azizi Nesin emeğinin ürününü inançsız olduğu halde ( bizim anladığımız anlamda) Kimsesiz çocukların eğitimine vakfetmiştir. Bu iki örnek bile, bakış kıtlığımızı göstermesi bakımından, düşündürücü.

''İnancın yok ise her şey mübahtır
Sünnetin belirsiz farzın belirsiz''

Birde bu söylem çok yanlış bir çıkarsama . Akla bilime realiteye nesneliteye tümden aykırı.

Bir kez şu kullandığın pc ne sünnetin ne farzın belliliğinden çıkmamıştır. Aksine bir yığınsamimi olarak söylersek bize göre sapık inançlı bir yığın sünnetsizin parça parça katkısından insanlığa sunulmuş bir hizmet. Bizse ancak inanmanın sevinmesini yaşamaktan başka, birde bu tür söylemle heves kırar olmaktan başka, bir işe yaradığımızın söylene bilir mübahlığı var mı?

İki Bilinen örnek bunun ne tutarsız bir mantık ve koşullanma olduğunu ortaya kor. Üstelik biride kalksa deseki: ''İnancın varsa, senin gibi inanmayanı yakmak mübahtır'' dese ne hissederiz ve ne kadar haklı bir söylem olur!

Şiirin haklı söylemleri arasına sıkıştırılmış yanlışlıklar, şiirin vermek istediği anlamı bozmuş, anlamdan ziyade söylem ve ön kabuller konuşulur olmuş. Şiir de asıl güzel bulduğum taraflara okuyanın yoğunlaşması önlenmiş. Yinede tartıştırılır olmak güzeldi tebrikler...

Bu doğru tespitlerinizden dolayı teşekkür ediyorum. O; Netekim Paşa ve arkadaşları 1980 yılında ihtilal yaptıklarında, ABD Başkanı ne demişti?
'Bizim çocuklar görevi başarıyla tamamladılar'

Evet üzülerek, ve utanç duyarak altını çizdiğim bu gerçektir bizi oraya taşıyan. Netekim Paşa ve İhsan Doğramacı bu senaryonun figüranlarıdır. Türbanı emreden ABD dir. Onlar da Amerika'yı yeniden keşfetmiş gibi, ortaya çıktılar. Yaşamı boyunca kendi iradesiyle hiç bir işi sona erdirememiş biri olan Netekim Paşa ve Hem de emir kulu Doğpramacı, bu firki kendilerininmiş gibi ileri sürdüler. Aynı Netekim; havada tayyare ile giderken, pancar tarlalarını görmüş ve çiftçilerin pancarı yanlış ektiğini anlamış ve TV de onlara ders veriyordu, ey gafil köylü pancar öyle ekilmez, bak ben tayyare ile geçerken gördüm. Bir dahaki sefere öyle ekmeyin diye Zirai konularda da ne denli deha olduğunu vurguluyor, uzun sözün kısası sinek gibi her pisliğe konuyordu. O değil mi aynı prejenin (BOB)'un ürünü olan Türkiye asılnda eyaletlere ayrılabilir diyen.? Türbanın geldiği kanal bu. O değil mi Kıbrıs için 'Kıbrıs çıkartamsında Allah Allah dedik muharebeye başladık, karşımızda düşman bulamadık doğru dürüst, o hızla biraz fazla toprak almışız diyen? Bunları söylemesi tesadüf mü? Bunu böyle söyleten kim? Teşekkür ederim.

Sevgili Kardeşim Nuh Comba

Ustalıkla yazılmış bir hiciv şiiri. Hiciv şiirinin küfretmekten daha farklı bir şey olduğunu, ustalıkla yazılmış bir hiciv şiirinin taşıdığı edebi ve sanat yönü ile daima daha etkili olduğunu yorumlarımda defalarca belirttim.

Şiirdeki başarınızı tebrik ediyorum.

Beğenerek se saygı duyarak okudum. Üçüncü tam puanı gönderiyorum.

Sevgi ile gözlerinizden öper başarılarınızın devamını dilerim.

Sevgi ve saygılarımla.

Dr. İrfan Yılmaz. TEKİRDAĞ.

Değerli Ağabeyim semih erol bey.
Türban bize 1980 ihtilaliyle netekim paşa ve onun yardımcısı( i.d) kanalıyla daha medeni olsun diye ,baş örtüsü leçek yemeni çok banal bulduklarından dolayı türbanı daha medeni buldukları için milletimize dayatmışlardır.

kendi icat ettikleri bu türbanı 20 yılda bize yutturdular şimdide bir başka yerden gelmiş gibi mahkeme kararıyla yönetmeliklerle anayasamızda olmayan bir yasak icat edip baş örtüsünün karşısına geçtiler.

Bu hadiseden yola çıkarak türbanı çıkaran bila güçler şimdi türbanı yasaklayarak milletin maneviyatını sömürerek ülkemizde gündem değiştirmekle birlikte inancı gereği okuyan evlatlarımıza çok büyük engel teşkil etmiştir.
Dilerim bu hadise türk milletin canını yakdığı gibi ileriye gitmez son bulur selam ve duam ile saygılarımı sunuyorum.

Sevgili dost; bakın hepimizin söylediği aynı şey. Başörtüsü değil toplumu geren, türban. Neden türban? Çünkü türban, ülkemize, dışardan maksatlı sokulmuştur. Ilımlı İslam projesinin bir uzantısıdır. Ilımlı İslam projesi de islamı ortadan kaldırmaya yöneliktir. Bun da altında yatan BOB'dur. Bizde bir adet var, biri bir şey dediği zaman muhakkak ki, içimizden ona saldırmak gelir. Hiç araştırmak geçmez içimizden. Hemen o fikri ortaya atanın yedi ceddini soruşturruuz da, diyen değil söylenen lafa bakmayız. Laf doğruysa, söyleyenin ne önemi var? Madem laf doğru, ya onu bir kez de biz araştırır okur, gerçeği öğreniriz veya olduğu gibi kabullaniriz. Ama bu yolu izleyen yok. Yazınızda da verdiğiniz kaynaklar ve içerik elbette doğru ama, 'namaz kılarken' ibaresi ve içeriği konunun esasını sağlamış. Namaz kılmazken de kadınların doğru giyinmeleri, erkeklerin doğru giyinmeleri gerekir. Hem yüce dinimizin esaslarının doğru yaşanması ve hem de kendi örf ve anenelerimizn (binlerce yıldan akıp gelen) yaşaması açısından, geçmişimize sahip çıkmamız gerekir. Türk ve Türklüğün izleri yüzyıllardan beri silinmeye çalışılıyor, bunun sebebi nedir sizce? Türk'ün eğilmez başı, özgürlüğe düşkünlüğü, yenilmez ve sarsılmaz inancı ve de bu gün genç bir nüfusa sahip oluşu. Ayrıca dünyanın en genç ve en sağlam askeri gücüne sahip oluşu. Askeri yönden genç dememin sebebi, askari konuda geçmişinin yeni olması değil, askerinin genç oluşu. Daha sayamadığımız kadar önemli değerlere sahip olan milletimizin, içine nifak sokmak isteyenler; ne yazık ki zaman zaman başarılı olmaktadır. Bu coğrafyada oruç tuttun diye dövülen biri var mı? YHa namaz kıldın diye? Hayır. Ama tersi var. Ben diyorum ki tersi de olmasın. Türban bizim giysimiz değil. Rahibelerin giysisi, ılımlı islam projesinin bir ürünü. Dışarıdan dayatmalı olarak ülkemize sokulmuştur. Başörtüsü bizimdir. Saygılarımla

Türban Modası

Nur suresi otuz birinci ayet
Bin dört yüz senedir vardı nihayet
Vala leçek eşarp etti kifayet
Türban modasına takılma bacı

Okursun okursun okursun ama
Kadınsın diyerek tıkarlar dama
Yırtılan avazın tutar mı yama
Türban modasına takılma bacı

Çevrene bak gör mümin kadını
Unutmuş zavallı kendi adını
Namaz kıl oruç tut çıkart tadını
Türban modasına takılma bacı

Ilımlı islamın getirdikleri
İslamdır aslında bitirdikleri
Bulunmaz bir daha yitirdikleri
Türban modasına takılma bacı

Bunlar bir oyundur gelme oyuna
Nasıl giyinmişti bir bak soyuna
Hırçınlık yakışmaz güzel huyuna
Türban modasına takılma bacı

Erkekler kapansın bozuksa huyu
Yüzleri kapalı bir ömür boyu
Haline şükreyle sen rahat uyu
Türban modasına takılma bacı

Binlerce senedir dinmedi ahın
Zulme doğru gitti hep güzergâhın
Sen günahkâr mısın nedir günahın
Türban modasına takılma bacı

Semahi gün olup devran dönecek
Nefesin mum gibi bir gün sönecek
Söz dinle boynuna vebal binecek
Türban modasına takılma bacı

İnanan ve ilgililere…….

Bütün mezheplere göre, kadınların namazda başlarını örtmeleri gerekir. Hz. Aişe’nin rivayetine göre Ebû Bekir'in kızı Esma, üzerinde ince bir elbise olduğu halde Rasûlullah’ın huzuruna girmiş, Hz. Peygamber de ondan yüzünü çevirerek, “Ey Esma! Kadın ergenlik çağına ulaşınca, -el ve yüzünü işaret ederek- şurası ve şurası müstesna artık onun –yabancılar tarafından- görülmesi doğru olmaz.” buyurmuştur (Ebû Davûd, “Libas”, 34). Başka bir hadiste de, “Allah ergenlik çağına ulaşan kadının başörtüsüz olarak kıldığı namazını kabul etmez.” buyurmuştur (Hakim en-Neysabûrî, Müstedrek, I, 251; Ebu Dâvûd, Salat, 85, No: 641, I, 422; Tirmizî, Salat, 277, No: 377, II, 215; İbn Mâce, Tahâre, 132, No: 655, I, 214; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 150, 218, 259. İbn Huzeyme, hadisin sahih; Tirmizî, Hasen; Hakem ise Müslim’in şartlarına göre sahih olduğunu söylemiştir). Bu hadisler buluğ çağına ermiş Müslüman bir hanımın namaz kılarken saçlarını ve diğer avret mahallini örtmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Ayrıca hadis kaynaklarında Peygamber eşlerinin evlerinde baş örtüsü ile namaz kıldıklarını (Malik, Salat, 10. No: 35-36), Hz. Peygamber'in başı açık namaz kılan genç kızlara müdahale ettiğini ve buluğa eren kadınların başlarını örterek namazlarını kılmaları gerektiğini bildiren hadisler yer almaktadır (Ahmed, VI, 96, 236, 238; Tirmizî, Salat, 84, No: 640, I, 420; Ebu Davud, Salat, 85, No: 642, I, 422). Hz. Peygamber zamanından günümüze kadar uygulama böyle olduğu gibi, İslam toplumunun ortak görüşü de bu yöndedir.
Yukarıda zikredilen açıklamalar ışığında;
Namazda ve namaz dışında örtülmesi gereken avret mahallinin erkeklerde diz kapağı ile göbek arası, kadınlarda ise, el, yüz ve ayaklar dışındaki bütün beden olduğu ve namaz kılarken, bu uzuvların vücut hatlarını belli etmeyecek ve rengini göstermeyecek nitelikte bir elbise (örtü) ile örtülmesi gerektiği anlaşıldığından,
Kadınların baş açık olarak namaz kılmalarının caiz olmadığına,
Karar verildi.

selam ve duam ile...

Dem verir ayetten işi düşünce
Pay vermez komşuya aşı pişince
Mangalda kül bırakmaz lafa gelince
Söylemi belirsiz özü belirsiz



hocam söze ne hacet ...gönlünüzdeki davanın sahibi büyük olunca kalemden dökülenler de büyüyor...Allah razı olsun

Mükemmel ve anlamlı bir şiir sizi kutluyorum kaleminiz daim olsun yüreğinize sağlık selamlarımla.....

Bir Gün

Yaptığın hatayı düzeltmez isen,
Bozarlar çapını,ezerler birgün.
Kendi kendini hesaba çekmezen,
Hesabı önüne dizerler birgün!

Kalbindeki kiri,pası silmezsen,
Rabb'imin çizdiği yolu bilmezsen,
Yetim,yoksulun hakkını vermezsen,
Payı bulunanlar üzerler birgün!

Malın ve mülkünle hep övünürsün,
Geçici varlığa ne sevinirsin?
Böbürlenme,yükseklerden inersin,
Senin de havanı bozarlar birgün!

Dünyada güzel mekanı seçersin,
Garibanı görmez,ezer geçersin.
'Haram,helal' demez,yer ve içersin,
Lokmayı hesaba yazarlar birgün!

Ölümü düşünmez,ibret almazsın,
Zevki sefadan hiç geri kalmazsın,
Zekat,rekat,vakitleri bilmezsin,
Ecel çukurunu kazarlar birgün!

Fatma Alageyik,,,,,,,,,,,,,

MÜKEMEL BİR ÇALIŞMA ÜSTAD KUTLUYORUM TAM PUAN EFENDİM,

Nur suresi otuz birinci ayet
Bin dört yüz senedir vardı nihayet
Vala leçek eşarp etti kifayet
Niyetler belirsiz yollar belirsiz……Erol Duran


Sevgilki dostum; Şiir güzel, şiirsellik güzel ama; mana açısından biraz ifrada gidilmiş diye düşünüyorum. Teseddür diyorsunuz, ben o konuyla ilgili ayeti buraya taşıyorum, bunu bir inceleyin. Türban bunun neresinde?

NUR SURESİ 31 NCİ AYET:

31. Mümin kadinlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kisimlari müstesna olmak üzere, zinetlerini teshir etmesinler. Bas örtülerini, yakalarinin üzerine örtsünler. Kocalari, babalari, kocalarinin babalari, kendi ogullari, kocalarinin ogullari, erkek kardesleri, erkek kardeslerinin ogullari, kiz kardeslerinin ogullari, kendi kadinlari (mümin kadinlar), ellerinin altinda bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadinina sehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadinlarin gizli kadinlik hususiyetlerinin farkinda olmayan çocuklardan baskasina zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte olduklari zinetleri anlasilsin diye ayaklarini yere vurmasinlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtulusa eresiniz.

Burada kast edilen; kadının edep yerleri ve göğüsleridir. Saç, baş sözkonusu değildir. Ben bu konuda şöyle düşünüyorum. 'Biz kalktık, böyle gördük. Rahmetli dedem böyle derdi' gibi laflarla dini bilgiler edinilmiş. Bilen kişi, hırçınlaşmaz, böyle koyar ayeti gözler önüne ve herkesin okumasını sağlar. Sizin de bildiğiniz başka ayet versa, yazın okuyalım. Bu türban olayı, inançtan kaynaklanmıyor, 1400 küsür seneden beri eşarpla, valayla, leçekle, yemeniyle dindarlığını korumuş kadınlar da, şimdi mi koruyamıyor? Ne oldu da bir den bire türban farz oldu? Hz. Peygamber (s.a.v) zamanında türban yoktu, yoksa yeni ayet mi geldi? Acaba haksızlığı türban dayatmasına karşı olanlar mı yapıyor, yoksa türban yanlıları mı? Bunu da adam gibi, hakarete mahal vermeden, kendinisi müslüman sayıp, sizin gibi düşünmeyenleri kafir saymadan, yani adam gibi yazın okuyalım, konuşalım ve anlaşalım. Bilmeyenler de bilmiş olsun. Bu şiirde anlattığınız tarzda bir yaşamınızın olduğuna da inanmıyorum. Çünkü, gerçekten islami bir çizgide gidiyor olsaydınız, böyle hakaretvari yazmazdınız. Sevgili dostum; Papa Venedik; dinimize açık hakaret etti, peygamberimizi aşağıladı ve Türkiye'ye geldi. Başbakan onu havaalanında karşıladı ve nasıl rahat ettirebilirimin hesabını yapıp durdu. Şerefine havralar restore ettirdi. Hangi dini bütün, müslüman, din kardeşimiz ve türbanlı bacımız durumu protesto etti, söyler misiniz? Beni soruyorsanız ben yazılarımla protesto ettim. Etmediler neden? Nedenini söyleyeyim, bunlar örgüğtlü, bunların başında güya dini bütün başbakan (geleceğin belki halifesi) var. Onun için. Haksız mıyım bilmiyorum. Bu konuda da aydınlatmanızı istiyorum. Saygılarımla