Günün birinde bir adam,kalbi yılların yorgunluğu içinde,bir sahil kenarında kimseler yokken, güneş bulutla buluşmuş, bunu gören gökyüzü ağlarken, ıssız ve terkedilmiş bir kayığa yaslanan adam....
Olmuyor bak yazamıyorum...
Günün birinde aynı yerde bir denizin içinde, bir batık geminin içine hapsolmuş bir hazine sandığı kendisine hürriyetini kazandıracak acımasız korsanı beklerden,Ay'ın gazabına uğrayıp, Gel-Git'lere mahküm dahada yerin dibine batarken...
Ne yapmalı şimdi?
Sana mı? Kağıda mı? Kaleme mi küsmeli?
Yoksa hepsini denizin yedi kat dibine mi gömmeli?
Günün kararıp kendini karanlığa emanet edip, akrep'in yelkovana aşık olduğu, saniyelerin raks edip,saatlerin izlediği bir zaman diliminde, adamın biri bir gün aşık olmuş. Ne hasretinden prangalar eskitmiş ne de.....
Şimdi suç; kendisini sevda nâmına esir kıldığı yelkovana akrep'in, kendi silahı olan zaman zehrini her altmış saniyede bir zehrettiği bir yelkovana aşık olmasında mı?
Yoksa! ! ! !
Yoksa'sı yok..
Tüm geç kalınmışlıkların metfumu olan, vakitsel bulantılara kendisini gebe kılan, herşeye çok yakın olduğu halde hepsine geç kalan! ! !
Tüm suç ZAMAN'ın! !
Kayıt Tarihi : 30.3.2015 01:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)