Belirgin Bir Hikaye Şiiri - Eymen Erdem ...

Eymen Erdem Akça
97

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Belirgin Bir Hikaye

En suskun zamanlarda fırtınalar başlarmış
En ölümcül anların mekanıymış geceler
En yakıcı nağmeyi gözyaşları sularmış
Bir bilinmez noktayı kurcalıyor heceler

Tutkunun ateşini üfledikçe söndüren
Gönüllerin gözünü bakışlarla bağlarmış
Kuruyan gönülleri gülistana döndüren
Gül endamlı Sevgili 'sen ' kokulu çağlarmış

Nice asır geçti de sevdan ilk gün gibidir
Aşıklar kervanının değişmeyen durağı
Nefesinle şenlenen dünler bugün gibidir
Sensin öte kokulu yarınların burağı

Sinelerden çağlayan sevgi bağının gülü
Sana uzanmış duran elimizi çevirme
Sensin nurdan edalı devirlerin sünbülü
Sen diyen hep sen diyen gönlümüzü savurma

Kanatlanmış güvercin, uçucu bir rayiha
Sana doğru yol alan umudumun elçisi
Ve görünmeyen bir el şekil verir sabaha
Sen ey güllerin şahı hak yolunun bekçisi

Susuzluğum sanadır yükselen fizarımla
Seni zikrediyorum ben bu yolsuz gecede
Beni kendimden alan halsiz intizarımla
Bir kördüğüm olmuşum ezeli bilmecede

Çakırkeyf zamanlardan yarınlara süzülen
Serazat hislerimin kan kokulu çilesi
Sessizlikle boğulmuş çığlıklarla yazılan
Umut desenli nurun zulme inen sillesi

Belirgin çizgilerle yazılmış bir hikaye
Susuz çölün uykuya yollar sunan tutkusu
Uzun sıra selviler eksilen bir sermaye
Ve ifritlerle savaşan yiğitlerin utkusu

Çağıldayan su gibi seherlerde çınlayan
Yılan dolu kuyuya atılmış bir güvercin
Ve senin ellerinde geleceği anlayan
Dost eksenli sevdaya daima vuran perçin

Yusuf gibi inleyen kuyuların umudu
Bir rahmet çağlayanı bir şimşek parıltısı
Taşlaşan yüreklerde en son hissin cümudu
Çarpışan hissiyatın ifritten hırıltısı

Sisle kaplı yarına kandilleri fırlatan
Ayışığı hayranı yarasa tabiatlar
Beş kuruşa kendini nefse ebeden satan
Güneşler doğduğunda nefretlerinden çatlar

Şevketli bir devletin en cesur yiğidiydim
Geleceğe taht kuran saltanatım olacak
Bir devrin buluntusu geçmişin yitiğiydim
Sevda sevda kavrulur yanar tüter bu ocak

Neyler gibi demadem inlerim yar üflerse
Beyhude bir çırpınış amansız hastalıktım
Ben yarimi dilerim O yar beni dilerse
Bir hissiz savaş vakti Ona giden çığlıktım

Sallanan bir gül dalı koparılan çiçektim
Yakılan insan na'şı ve savrulan bir umut
Benden kaçan yarına geçmiş okunu çektim
Vurulan geleceğe bugündür ancak tabut

Sıkılan zamanlara gül asrını fırlattım
Yaralı gönül gibi sitem eyledi bana
Ruhta saklı kefeni vuslat vaktinde attım
Ve son bir kez dokundum beni vuran canana

Yalan dolu bir alem gerçek kaynayan mahşer
Hayallerle bunalmış gerçeklerin pazarı
Bir ince his varmış ki yürekleri hep deşer
Geleceği unutmak işte onun mezarı

Unutulmaz izlerle mazi durur karşımda
Ve bir el uzanıyor karanlık geçmişimden
Ve sessizlikler dolu mezar olan başımda
Sana doğru firarım...firarım kaçışımdan

Yangın yeri bu sine yed-i rahmet bekliyor
Upuzun gecelerde gözüm açık uyurum
Dermansız dizlerle bu kölen emekliyor
Ve beni ötelere çekip duran uçurum

Dağılmış parça parça bulut gibi efkarım
Sevgisiz yarınları düşünmek büyük çile
Sözler yetmez bir zaman ben gönlümü yıkarım
Bir daha ebediyen yapılmaz olsa bile

Bitsin şu hayatın dayanılmaz çilesi
Ve göçsün ötelere beni bekleyen kervan
Ayrılsın bedenimden günahlar kafilesi
Ve ruhum bir kez olsun ferih fahur şaduman

Erdem AKÇA- İstanbul

Eymen Erdem Akça
Kayıt Tarihi : 13.2.2003 19:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Eymen Erdem Akça