Ekmek bir lira olmuş
Et,on sekiz bin kuruş
Binilmez oldu,dolmuş
Belimi zamlar büktü
Şekerin tadı kaçtı
Borcumuz bini aştı
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Tam 1971beri hatıralarımda olan yakarış
yıl 2008 yuh artık halamı
Yüreğine sağlık
Saygılarımla
tam puan desem, ne kadar haklı olduğunuzu anlatmiş olurum sanırım. sevgi ve selamlar.
Elde yok,avuçta yok
Borcum dağlar kadar çok
Boş sözlere karnım tok
Belimi zamlar büktü
Alamaz oldum tüpü
Durumum dünden kötü
Dilden düşmez bu türkü
Belimi zamlar büktü
HANGİMİZİN BELİNİ BÜKMEDİ Kİ BHER ĞİN EKMEĞİMİZE GIDIM GIDIM GELEN ZAMLAR. HANGİMİZ İSYANLARDA DEĞİLİZ Kİ. AMA SESİMİZİ DUYAN OLACAK MI ONU BİLMİYORUM.
KUTUYORUM DUYARLI KALEMİNİZİ VE YÜREĞİNİZİ. SAYGILAR YÜREĞİNİZE VE TAM PUANIMI BIRAKIYORUM SAYFANIZA
haklısınız dostum.
selam ile..
bilgim yanlışsa düzeltin lütfen, ingilterede evler ingiliz vatandaşlarına bile belli onyıllar için kira ile verilirken (mesela 90 yıl diyelim), türkiyede gelen yabancı insanlara türk arsa ve evlerinin bu derece kolay satışı anlaşılmaz bir olgudur. hele hele bize, türklere türkiyede uygulanan fahiş fiyatlar ise başlı başına ayrı bir araştırma konusu olmalıdır
ekonomi bir tam dibe vursa, akla kara ortaya çıkacak büyük ihtimal. her zaman arı toplayan ve bunu bırakmayan arı budur evrimde: ekonomi dibe vurunca tekrar yeni iş alanları açılmaya başlar, işsizlik daha azalır ve piyasaya esas hareket o zaman gelir. çünkü bu hükumet göstermelik insanların göstermelik yeri.
çatalhöyükteki çok eski insanlar keltlerin atalarıymış, ya da noel baba o değilmiş de santa clausmuş. aslına bakarsanız boş şeyler bunlar. tarih açısından önemli ama hümanizma açısından pek bir uğraşı alanı pek sunmaz. çünkü insanın asıl amacı barış etmek ve sevgi üretmek. kardeşlik istenir her yerde, savaş değil. savaş phpohlanır, çok kişinin isteği olmaz aslında, düşünceme göre. ama işte böyleleri çıkınca ne tepkiler doğar bilinmez. en büyük tepkiler de doğar ilerde böyle giderse.
Zam zamdır; zamın eskisi yenisi olmaz. Eskiden çok zam geliyordu, enflasyon yüksekti ama, piyasada iş vardı, para dönüyordu, şimdi hepten kurudu. Şiirinizi kutlarım. Tebrikler
Usta güzelde, Allah için eski zamları düşündükçe şimdikilere insanın tebessüm edesi geliyor... Tebrikler.
BİR KULAĞI WASHİNGTON'A,
BİR KULAĞI TEL-AVİV'E DAYALI ANKARA DAHA BELİMİZİ ÇOK BÜKER.
KIRMAZSA YETER.
TEBRİKLER AĞAM.
SELAM VE DUA İLE.
maaş bir günde bitti
memurluk cana yetti
ALLAH yar ve yardımcı olsun tüm memurlara
şiir güzeldi şahin by tebrikler
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta