kışkırtıyorsun
üzerine hiç eğilmediğim
bir gözede ilk kez sızlamasını dişlerimin
Ilık günlerin doluştuğu takvimlerden
kulaç kulaç varmamı benliğine
zor kuş sürülerinin geçişine benzer bir şey
kokusunu saldığın sokak repliklerinin
görkemine tünememek
söylediklerim yakınmak değil
ama sen yine de inanma
bir gizemli gelincik bahçesindeymişim gibi
yazdan kalan kızgın kokularında uykulara dalmayı
sürdükçe sürsün istemek sabahlamayı
mavimsi çakıl taşlarına benzer parıldayışın
yani o ılık çekiciliğin
sanki bambaşka gurup,
sanki batmaya niyetsiz akşam güneşi
o köpükleri askıda kalan çağlayan
o udun üzerinde dikleşen ayak izleri
günahında yunduğum su,yeni ileti
bulutsuz şarap yüreğe salınan yılkı
örtüşerek aşkın kımıldanan sınırlarında
birbirinde yanan güz renklerinin
bir tomurcuğun kızılca kıyametlerinde
büzülen avuntularla son tercihi
susmak sonsuz uyku
söylemek ütülenemeyen yol kıvrımları
dayanılmaz bir araf
yetti bu kışkırtma
öbür tarafıma serilen vadi sensen eğer
beni kendine taşı
Kayıt Tarihi : 3.1.2023 12:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!