bir çağ deviren / bir çağ doğuran
âşîkârı sır…
surlarla örülü, sularla örtülü
dalgaların öptüğü, en sevilenin sevdiği…
şehre yazıyorum,
alın/yazımı
“yazın” diye …
güneş…
gecenin zimâmına hükmettiğinde
yaralı gemiler şahidim olsun ki
her batış farklıdır
ve her doğuş,
bir İstanbul göstermez…
ay…
ayırır dalgalar diye
“oyalanır” Marmara’nın kalbinde
ki Dersaadet’te martılar
balık için değil
bir bûselik vuslât için konar denize
bulutlar…
cemâlini setretmeyi sayarken ar!
yâd eldir nazarında
göçmem diye nâlân eden
göçmen kuşun her diyar
Âsitân…
kaptansız gemilerin rotası sensin
şehirlerin atası sen
yaz…
kaderin olmak için eder niyaz
son/um olmasın der ilkbahar
ve Sibirya duasına durur
firkatini ölüm sayan kış,
yakıştır çünkü!
seni görmeyen tek bakış…
ey gönlümün ilelebet pâyitahtı
kutlu belde, Belde-i Mahrûse!
konmadan satırlarına
aşkın en eski figürü,
ermemeli nihâyete bu şiir!
sesi kısık bir bülbülüm
iftirakınla ağlatma yâr…
gülfemsin hem gülşen
hem gülsün ya,
hep gül sen.
Kayıt Tarihi : 22.7.2013 14:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!