Bu hayat hayat değil
Yaşamak yaşamak değil
Sensiz olduktan sonra
İsimsiz bir deniz kıyısı ve ıssız kayalıklar
Homurdanan, bir deniz ve sahipsiz kayıklar
Sesim tükeninceye, gırtlağım yırtılıncaya kadar…
Seni çağırmak, seni söylemek,
Senin ismini, senin resmini,
Çizmek kayalıklara
Seni anlatmak koşuşan balıklara
Dalga sesleri, beynime dolacak
Saçlarım hep ıslak
Hiç ayrılmayacak gibi seni bağrıma basmak
VE parlayan son güneş, üstümüze batacak
Yalnız seni düşünürken ben,
Gözyaşlarım yağmur gibi yağacak
Ve sen beni unutmuş sanacak
Karanlık inecek yavaş, yavaş
Tüm koylara, yengeç seslerine
Kimsesiz, çalı gölgelerine
Korkudan değil, yalnızlıktan titreyeceğim
Zangır zangır üşümüşcesine
Bir çakal sesi, bir yılan ıslığı,
Yahut başka bir korkulu rüya
Hiç biri ayıramayacak beni
Seni ve sevgimi gömdüğüm
Bu kayalıklardan..
Kartallar yavrularını sevecek
Baykuşlar ötecek viranelerde,
Unutulmuş ülkenin
Unutulmayacak kraliçesini çağırırcasına …!
Kalbim ruhum sevginden ürperecek
Vücudumdaki her tüy özleminden titreyecek
Ve ben ümitsiz, usançsız, seni bekleyeceğim
Yetti artık, sabrım tükenmeden
Her gün bir başka ölmeden gel…!
Beni bu kayalıklara gömmeden gel…!
Çöle dönen ruhumda esen kabus
Fırtınalarını dindirmek için gel…!
Ben beklemekten yorulmam
Yeter ki sen uzaklardan
Çok uzaklardan gel…gel…!
(5 ġ ubat 1968 Site Talebe Yurdu-Ankara)
Yılmaz AksoyKayıt Tarihi : 29.6.2011 16:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!