Bekleyenler İçin Şiiri - Ümit Yaşar Oğuzcan

Ümit Yaşar Oğuzcan
299

ŞİİR


1506

TAKİPÇİ

Bekleyenler İçin

Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Her şey bana seni hatırlatıyor
Gökyüzüne baksam
Gözlerinin binlercesini görürüm
Bir rüzgar değse yüzüme
Ellerini düşünmeden edemem
Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer
Tadı senden gelir
Yediğim yemişlerin
İçtiğim içkilerin
Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı
Bu emsalsiz hüzün
Seni beklediğim içindir

Resmine bakamaz oldum
Uykulardan korkuyorum artık
Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan
Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor
Şu ayna karsısında güzelliğini seyretmeni
Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada

Ve şu saat geldiğin anda
Durabilir sevincinden
Zaman çıldırabilir
Çünkü benim dünyamda
Ölümsüzlük, seni sevmek demektir.
Bir çocuk doğmayı bekler
Bir ağır hasta ölmeyi
Bitkiler yağmur ve güneşi bekler
Yalnız bir kadın sevilmeyi
Ve düşün ki bir adam
İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi
Seni bekler
Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi

Sen gelinceye kadar
Pencerem kapalı duracak
Rüzgar gelmesin diye
Artık perdeleri açmayacağım
Gün ışığı girmesin diye
Sonra kahrolacağım
Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta
Ve günlerce gecelerce haykıracağım
Nerdesin diye, Nerdesin?
Bir gün bu kapıdan sen gireceksin
Biliyorum
Er geç bu bekleyişin bir sonu gelecek
Yıllarca sonra
Öldüğüm gün bile gelsen
Bütün bu bekleyişimi ve olduğumu unutup
Çocuklar gibi sevineceğim
Kalkıp sarılacağım ellerine
Uzun uzun ağlıyacağım.

Ümit Yaşar Oğuzcan
Kayıt Tarihi : 28.8.2000 17:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Selvi Yorulmaz
    Selvi Yorulmaz

    Bazen beklenen gelmez daha hayırlısı gelir . Yani gelmeyen de de hayır olabiliyor bazen. Şairim kalemine sağlık

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Daha önce de dediğim bay kefere rumuz, biz burada gerçekleri dile getirerek başkalarının yapmadıkları bir vazifeyi ifa ediyoruz ki bunun adına, "EMR-İ BİR MA'RUF VE NEHY-İ ANİL MÜNKER." deniyor. Bu yaptığımız amel, bizzat Rabbimizin bize farz kıldığı bir emridir ama bunu ilim ehli olmayanlar bilmezler. Bir kısmı bileseler de, "BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN." felsefesiyle hareket ederler ama bilmezler ki bu tavır münafıkane bir tavırdır ve sahibini nar-ı cahime attırır. İşte bu çok mühim vazife muattal kalmasın diye, karıncanın Nemrut'un ateşini söndürme gayretine benzer bir gayretle cidal-i manevimize devam edip gidiyoruz. Yoksa, daha önceki kavimlerden aynı yanlış tavrı sergileleyenler nasıl helak edildi ise bizler de helak oluruz. Yani bay kefere rumuz, biz sadece tebliğ vazifemizi ifa ediyoruz. Velev onu sayfa yöneticisi arkadaş nahoş bulup silip atsa da, malum peygamberlerin bile görevleri apaçık bir tebliğden ibaretti. Hidayet vermek Rabbimize aittir.

    Sadece Namaz niyaz ve dua mü'minleri mesuliyetten kurtaracak olsa idi, bunu ilk evvela peygamberler yaparlardı ama onlar öyle yapmayıp, hayatları pahasına bu tebliğ işine ölene dek devam etmişlerdir. Peygamberlerin varisleri olan ilim ehli olan gerçek müslümanlar bu görevi ifa etmeleri gerekir ki biz de hem namaz niyaz işlerimizi hem de bu kudsi vazifemizi karınca kararınca yerine getirmeye çalışıyoruz.

    Ayrıca biz, çarıklı Müslüman değil, ayakkabılı bir Müslümanız. Sizin gibi kefere hayranları onları çarıklı bir hayata layık görseler de, Hamdolsun ki Rabbim bizleri o dönemlerden halas edip daha müreffeh bir hayata kavuşturmuştur.

    Cevap Yaz
    Tecâhüli Ârif

    valla çok uzun yazmışsın be dedecik okuyamaya tenezzül bile edemem, çünkü temcit pilavı gibi her gün aynı şeyleri yazıp duruyorsun.
    bu sayede sadece EGO ORGAZMI yaşıyorsun,
    kimseye "EMR-İ BİR MA'RUF VE NEHY-İ ANİL MÜNKER." yapmiyorsun yani (;
    hatta dinden soğutuyorsun çarıklı dindar ((:

  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Daha önce de dediğim bay kefere rumuz, biz burada gerçekleri dile getirerek başkalarının yapmadıkları bir vazifeyi ifa ediyoruz ki bunun adına, "EMR-İ BİR MA'RUF VE NEHY-İ ANİL MÜNKER." deniyor. Bu yaptığımız amel, bizzat Rabbimizin bize farz kıldığı bir emridir ama bunu ilim ehli olmayanlar bilmezler. Bir kısmı bileseler de, "BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN." felsefesiyle hareket ederler ama bilmezler ki bu tavır münafıkane bir tavırdır ve sahibini nar-ı cahime attırır. İşte bu çok mühim vazife muattal kalmasın diye, karıncanın Nemrut'un ateşini söndürme gayretine benzer bir gayretle cidal-i manevimize devam edip gidiyoruz. Yoksa, daha önceki kavimlerden aynı yanlış tavrı sergileleyenler nasıl helak edildi ise bizler de helak oluruz. Yani bay kefere rumuz, biz sadece tebliğ vazifemizi ifa ediyoruz. Velev onu sayfa yöneticisi arkadaş nahoş bulup silip atsa da, malum peygamberlerin bile görevleri apaçık bir tebliğden ibaretti. Hidayet vermek Rabbimize aittir.

    Sadece Namaz niyaz ve dua mü'minleri mesuliyetten kurtaracak olsa idi, bunu ilk evvela peygamberler yaparlardı ama onlar öyle yapmayıp, hayatları pahasına bu tebliğ işine ölene dek devam etmişlerdir. Peygamberlerin varisleri olan ilim ehli olan gerçek müslümanlar bu görevi ifa etmeleri gerekir ki biz de hem namaz niyaz işlerimizi hem de bu kudsi vazifemizi karınca kararınca yerine getirmeye çalışıyoruz.

    Ayrıca biz, çarıklı Müslüman değil, ayakkabılı bir Müslümanız. Sizin gibi kefere hayranları onları çarıklı bir hayata layık görseler de, Hamdolsun ki Rabbim bizleri o dönemlerden halas edip daha müreffeh bir hayata kavuşturmuştur.

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Daha önce de dediğim bay kefere rumuz, biz burada gerçekleri dile getirerek başkalarının yapmadıkları bir vazifeyi ifa ediyoruz ki bunun adına, "EMR-İ BİR MA'RUF VE NEHY-İ ANİL MÜNKER." deniyor. Bu yaptığımız amel, bizzat Rabbimizin bize farz kıldığı bir emridir ama bunu ilim ehli olmayanlar bilmezler. Bir kısmı bileseler de, "BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN." felsefesiyle hareket ederler ama bilmezler ki bu tavır münafıkane bir tavırdır ve sahibini nar-ı cahime attırır. İşte bu çok mühim vazife muattal kalmasın diye, karıncanın Nemrut'un ateşini söndürme gayretine benzer bir gayretle cidal-i manevimize devam edip gidiyoruz. Yoksa, daha önceki kavimlerden aynı yanlış tavrı sergileleyenler nasıl helak edildi ise bizler de helak oluruz. Yani bay kefere rumuz, biz sadece tebliğ vazifemizi ifa ediyoruz. Velev onu sayfa yöneticisi arkadaş nahoş bulup silip atsa da, malum peygamberlerin bile görevleri apaçık bir tebliğden ibaretti. Hidayet vermek Rabbimize aittir.

    Sadece Namaz niyaz ve dua mü'minleri mesuliyetten kurtaracak olsa idi, bunu ilk evvela peygamberler yaparlardı ama onlar öyle yapmayıp, hayatları pahasına bu tebliğ işine ölene dek devam etmişlerdir. Peygamberlerin varisleri olan ilim ehli olan gerçek müslümanlar bu görevi ifa etmeleri gerekir ki biz de hem namaz niyaz işlerimizi hem de bu kudsi vazifemizi karınca kararınca yerine getirmeye çalışıyoruz.

    Ayrıca biz, çarıklı Müslüman değil, ayakkabılı bir Müslümanız. Sizin gibi kefere hayranları onları çarıklı bir hayata layık görseler de, Hamdolsun ki Rabbim bizleri o dönemlerden halas edip daha müreffeh bir hayata kavuşturmuştur.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (28)

Ümit Yaşar Oğuzcan